.Şemşamer Şiiri - Ali Sahin Sahali

Ali Sahin Sahali
171

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

.Şemşamer

ŞEMŞAMER
Aklıma nereden düştü bilmiyorum ama, bugün seherde ŞEMŞAMER için ağladım. ŞEMŞAMER: hani ayçiçeği, günebakan, veya gündöndü de derlerya, işte onun için. Bizim oralarda adı ŞEMŞAMER’dir.
Şems güneş demekmiş, kamer’se ay.
Yani: ŞEMS-İ KAMER. Herneyse! adı bile manidar.
Hani derlerya:” bir kişinin adı çıkana kadar, canı çıksın ’’ diye.
Adı çıkmış işte elden ne gelir.
Beyler öyle istemiş, öyle demişler.
Neymiş efendim: ’’ sen ŞEMŞAMER dinlisin’’.
Yok olmadı: ’’ sen ŞEMŞAMER mezheplisin’’. Beğenmediysen:’’ ŞEMŞAMER tabiyatlı’’
Veya ’’ ŞEMŞAMER gibi dönek’’ ol.
Vay be
İşte beni ağlatan bunlar. Bunlar külliyen iftira.
Vallahide, billahide doğru değil, külliyen iftira.
Ama dinleyen kim?
Adın çıkmış dokuza, inmez sekize.
Adı çıkımış birkere ŞEMŞAMERİN. Düşündümde: bir nüve, bir çekirdek olarak düştü toprağın rahmine. Toprak, yağmur, hava ve güneş emre itaat edip, şefkatle yaklaştılar ona. Derken bir filiz, kazmaların bile işlemediği toprağı yararak çıktı gün yüzüne. Meşekkatli bir yolculuk ama olsun, yaradan öyle istiyor. Derken yapraklar ardı, ardına sıralandı.
Nihayet sarı çiçeklerden taçlandırılmış bir kalpak koydular üstüne. O gövdeye o kalpak ağır, ağır olmasınada, işin ucunda emre itaaat var. Onuda aldık kabul ettik hadi.
Derken bir dost aramak için sağa, sola bakınmaya başladı.
Baktıki kendisinin bir benzeri gökyüzünde asılı duruyor. Allah, Allah bune benzerlik?
Hayret! Şekli, şemali ve hatta çiçeklerinin rengi bile aynı.
O’na döndü yüzünü ve O’na hayran, hayran baktı günboyu.
O da ne?
Hayran olduğu dostu ufukta kayboldu.
Çok üzüldü, kendine bir dost, bir arkadaş bulmuştu.
Boynunu büktü, gözyaşları bir şebnem olup döküldü yapraklarının üstüne.
Ne acıymış dosttan ayrılık!
Tamda seherde kuşlar ötüşmeye, mü’minler hakkın huzuruna durmaya, horozlar boğazları patlarcasına’’hüüüüüüü’’ diye ötmeye başlarken, ışımaya başladı etraf.
Aman Allahım! acaba O’mu geliyor? O’mu gelen Allahım?
Kaldırdı kalpağını, ziyanın, ışığın, nurun geldiği tarafa dönüp bekledi. Evet O’ydu gelen.
Dün akşama kadar bakıp, bakıp mest-i hayran olduğu, feyz ve ışık membağıydı gelen. Kendi binlerce derecede yanıp başkalarını ısıtan ve hayat veren, ama yakmayandı gelen.
Ayrılığından başka birşeyi yakmıyordu O’nun.
Evet; O’ydu gelen.
Başını kaldırdı, anasını bulmuş bir öksüz gibi baktı O’na.
Kalan gözyaşları muhabbetin hararetinde kurudu gitti.
Yapraklarda birer iz kaldı şebnemlerden.
İzledi, izledi bir saniye bile gafil olmadı, yüzünü başka bir yana çevirmedi. Ne güzel, ne hoştu Allahım!
Güneş yine inmeye başladı ufuktan.
Acaba dedi ’’ banamı geliyor’’?
Hani beni toprağa bağlamışlar, O ise hür.
‘’Banamı geliyor? Kavuşacakmıyız? ’’ derken, yine o firak, yine o ayrılık, yine o hüzün.
Çağla gözyaşlarım çağla.
Ama olsun bu sefer biliyordu nereden geleceğini.
Sabaha kadar Aya, Yıldıza baka, baka yönünü tayin etti.
Dostunun yani Maşukunun geleceği yana dönüp beklemeye başladı.
Yine kuşların, böceklerin, horozların hatta köpeklerin çığlıkları kulak zarı patlatacak nitelikte.
Bir heyecan, bir mutluluk, bir iştiyakki sorma gitsin.
Evet, O’ydu gelen.
O’ydu bunca mahlukatı olmayan yatağından uyandırıp feryad ettiren.
‘’Belki benim gibi onlarda seviniyorlar, kim bilir? ’’ dedi. Günler geçti hep aynı huzur, aynı sermestlik.
Arasıra bulutlar giriyordu araya.
Kızıyor, öfkeleniyor ama elden birşey gelmiyordu.
Bulutlar ne yapsın, onlarda emre itaatle mükellef.
Onlar, yani bulutlar araya girince, sıcaklık kayboluyordu.
Fakat oda sabrın ve ayrılığın mükafatımı ne?
Bulutlar katre, katre su döküyordu üzerine.
Hani her şerrin altında bir hayır vardır derlerya, işte öyle birşey.
Kötüde olmuyordu hani o yağmur katreleri.
Daha bir dinçleşiyor,bükülen belini doğrultuyor ve gözlerine daha bir fer geliyordu.
O’nu seyretmek için.
Bunların hepsine katlanıyordu, yeterki ardından O Dost gelsin. Zaman geçtikçe bu kalpak amma ağırlaşıyor demeye başlarken, birde ne görsün?
O’na benzeyen çiçekleride solmaya başladılar.
Bunda da var bir hayır diyerek bekledi.
Bazen kuşlar geliyor, o yere doğru belini büken kalpaktan birşeyler koparıp yiyorlardı. Yesinler onlar benim seherdeki dostlarım diyordu.
Onlar beni kavuşmaya hazırlıyorlar diyordu.
Yesinlerki onlarla dostluğumuz devam etsin.
Onlar benden ben onlardan bir parça olayım.
Günün birinde bin bir feryadla uyandı.
Aman Allahım, o da ne?
İnsan denen bir mahluk geliyor, elindeki kılıç gibi bir bıçakla, yüzünü toprağa dönmüş kalpakları kesiyordu.
Sıra kendisine de geldi:’’ olsun’’ dedi:’’, sonunda O’na kavuşmak varsa, feda olsun başım’’
Öylede oldu, kestiler. Kalpakları sıra, sıra harmana dizdiler.
Geri kalanını yaktılar.
Bu sefer toprağa bağlı değildi, toprağın üzerindeydi ama yönünü sağa, sola çeviremiyor, batana kadar O’nu izleyemiyor, sabaha kadar doğacağı yöne dönemiyordu.
Ama O şefkatini, O rahmetini, O merhametini ondan esirgemiyordu.
Bunada razıyım deyip bekliyor, bekliyordu.
Artık mecali kalmamış, her tarafı kurumuş, pörsümüştü.
O insan denen mahluk yine geldi, yine ne istiyor? Ne yapacaktı acaba?
Bu sefer elinde bir sopası vardı.
Kalpağı eline aldı, altını üstüne dönderdi ve vurmaya başladı.
Sopanın biri kalkıyor biri iniyordu.
Yediği sopa hiçte zoruna gitmemişti ama o yüzünü yere döndermesi çok zoruna gitmişti.
Kardeşim vur, döv ne yaparsan yap ama, şu edepsizliği bana yaptırma,
‘’YÜZÜMÜ DÖNDÜR O’na, YÜZÜMÜ DÖNDÜR O’na’’ diye bağırıyordu. Ama o insan denen mahluk onun dilinden anlamıyordu. Neyse döve, döve postalını attırmışlar, içindeki tohumları hep çıkartmışlar, kalan posasını bir yana atmışlardı.
Oda neydi öyle?
O kurumaya serilmiş ŞEMŞAMER tohumlarının hepsi, tıpkı birer göz gibi O’na bakıyorlar, O’ndan kopya alıyorlardı.
Derken ağustos sıcağında onlarda kurudu, kimi fabrikaya gitti, kimi çuvallara dodurulup bir köşede beklemeye bırakıldı.
Çoğu öbür bahara yetişemedi ama başka bir şekilde toprağa düşüp, başka bir sıfatta O’na hayranlıklarına devam ettiler.
Çuvallarda kalanlar yine tarlaya ekildiler,
ve O BİRden olan binler,
binlerce ŞEMŞAMER olup,
O’nu aradılar,
O’nu buldular,
O’na yandılar,
O’nunla oldular.
Evet, bugün seherde ben buna ağladım.
Ben şimdi nasıl diyeyim ‘’ sen ŞEMŞAMER gibi döneksin’’ diye.
Ben ki ŞEMŞAMER kadar sadakatlı,
ŞEMŞAMER kadar sadık bir başkasını görmedim.
Ben nasıl diyeyim’’ sen ŞEMŞAMER dinlisin’’ diye.
Keşke öyle olsa.
O ki, O’ndan başkasını gözü görmüyor.
O ki, O’ndan başkasına bakmıyor.
O ki, O’ndan başkasına yanmıyor.
O ki, O’ndan başkasına benzemiyor.
Ben ŞEMŞAMER kadar olamadım ki.
Evet buna ağladım;
Hem Dost aşkı ile yan, hem hakarete uğra.
Hem hakka yüzünü dön, hem sana dönek desinler.
Ey ! bunca gülü, bülbülü bulup keşfeden aşıklar,
niye gizlediniz ŞEMŞAMER’i,
yoksa göremedinizmi? ? ?
Uzun lafın kısası dostlar:
Güneşe yönünü dönenler, bir ömür boyu gölgeleri tarafından kovalanırlarmış.
Güneşe arkasını dönenler ise, bir ömür boyu gölgelerini kovalarlarmış.

Güneş = hakikat,
Gölge = dünya ise,
gerisini varın sizler tefekkür edin.

Ali Şahin 15.03.2008

Ali Sahin Sahali
Kayıt Tarihi : 13.4.2010 19:46:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mustafa Burakci
    Mustafa Burakci

    Evet; O’ydu gelen.
    Başını kaldırdı, anasını bulmuş bir öksüz gibi baktı O’na.
    Kalan gözyaşları muhabbetin hararetinde kurudu gitti.
    Yapraklarda birer iz kaldı şebnemlerden.
    İzledi, izledi bir saniye bile gafil olmadı, yüzünü başka bir yana çevirmedi. Ne güzel, ne hoştu Allahım!

    Sahali mükemmel bir eser ortaya koymus. Bence bu eser edebiyatlar ansiklopedisinde yerini almali. Ayrica bagri yanik dostlara, yüregi ezik gardaslara, gözü yasli yaranlara hediye olsun. Sahali ellerine saglik, gönlüne saglik. Tam puanimi gönderip gözlerinden öpüyorum.

    Cevap Yaz
  • Mustafa Ayar
    Mustafa Ayar

    Güzel bir eser kutluyorum yüreğinizi ve değerli kaleminizi saygıyla

    Cevap Yaz
  • Haydar Şahin
    Haydar Şahin

    Allah senden razı olsun, Kıymetli ağbiciğim. Tek kelimeyle harika bir çalışma ve örnek eser olmuş. Bakmakla görmek arasındaki fark bu olsa gerek. Sıladan gurbete sevgi ve selamlarımı sunar, hasretle ellerinden öperim. Tabi ki tam puan. Şahdari.

    Cevap Yaz
  • Mehmet Şahin Sahmedi
    Mehmet Şahin Sahmedi

    Sevgili gardaşım Şahali. Bu güzel çalışmandan dolayı kutluyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun. Allah ümit kestirmesin. Bir ümit güneşe baka baka günlerimiz böyle geçiyor. Allah yönümüzü başkaya çevirmesin. Baki selamlarımla.

    Cevap Yaz
  • Zeki Çelik
    Zeki Çelik

    YÜREK DUYGULARINI KUTLARIM SELAMLAR SİZE

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (6)

Ali Sahin Sahali