Ey aşkın güneşi!
Ne hoştur karşıma çıkışın,
Asude gözlerle bakışın,
Beni benden alışın,
Ne hoştur ey Şems!
Bir sana vuruldu bu can,
İlk kez sevdi böylesine,
Hiç bilmezdim yâr sevdasını,
Sende bildim böylesine.
Ey Rab'bimin en güzel hediyesi!
Ey aşkın parlayan yüzü!
Geceleyin göğe bakıp seslenirim yıldızlara,
Hanginiz Şems'imin ışığında diye.
Bu sorum karşısında değil sadece yıldızlar,
Dört bir yanım suskunluğa bürünür.
Ben de suskunum bu aralar,
Suskun ve durgun.
Dıştan öyle görünüyorum,
Fakat gönlüm adeta bir gökkuşağı misali renklidir.
Uçuşan kelebekler, cıvıl cıvıl öten kuşlar
Ve coşkuyla akan bir nehir...
Meğer cennet, aşığın gönlünde saklıymış.
Benim cennetimin sebebi de sensin ey Şems!
Şükürler olsun ki var oluşuna,
Şükürler olsun ki yâr oluşuna,
Solgun yüreğime nâr oluşuna,
Şükürler olsun ey Habibi!
Ey gönlümün coşkulu nehri!
Üzerime aşk yağdıran bulutum...
Akıttığın her bir damlada saklıdır
Aşkın ıslak imzası
Her bir damla zikreder,
Ey Şems'in Kimya'sı,
Ey Şems'in Kimya'sı.
Kayıt Tarihi : 10.4.2018 15:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)