Susmak kaçışım, kavuşmak hülya,
Sevmesem bu denli, kırılmazdım yâr'a.
Ufuk çizgisine kadar benimdi dünya,
Yalnız dizlerimde kalsaydı yara.
Gelişinede, gidişinede Amenna...
Eyy güzel! hicret et bil yanımı.
Yalnız sana açtım kapılarımı.
Gönlümde hazır yerin, teşrif et gel içeri.
geçsin yıllar, biz bekleyelim eceli.
Nasip için çalışmak gerekir samimi,
Kadere sabret.
Hak (mabud) elbet bilir herşeyi,
Başlar bir bukre sohbet.
Sanma ki hep kuşlar göçer,
Can dediğin göçmez mi?
Zaman elbet geçer de;
Yara sandıkların geçmez mi?
Her son dediğinde bahar,
Kara toprak yeşermez mi?
Kaç kez gel demeli arsızca,
Gönül bilmez ''aman''.
Bak geçti bahar usulca,
Küskün bakş, kırgın zaman.
Seçme şansınız yokmu kelimeleri ağızdan çıkmadan
Hiçmi düşünmez insan söylediğini cana dokunmadan
Dilde terazi olsa daha iyi olmazmıydı
Tartsa her bir heceyi kulakta yankılanmadan
Demli çayın buğusunda dinlenirdik.
Kimimiz şekerli, kimimiz şekersiz içerdik.
Gönlümüzde nem olurdu bizim.
Hep, acı kahveye yüklerdik hatırı.
Küllükte boş kalmazdı hani;
Uç uca yakılan sigaralarla dertleşirdik.
Geldiğinde fark ettimde;
Yalnız ellerim değilmiş titreyen.
Meğer büyümüş kuşlar yüreğimde,
Gördükçe seni, uçmak isteyen.
Islatırmıydı yağmur gözleri,
Belliki geçmeyecek sızısı gönlümün ücralarında.
Hüküm belli zavallı yüreğim.
Boşuna artık çırpınışlar, hiçlik kapısında.
Kaderin usulca fısıldamasıydı kulağıma,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!