Selvi Boylum Al Yazmalım Şiiri - Nimet Öner

Nimet Öner
523

ŞİİR


88

TAKİPÇİ

Selvi Boylum Al Yazmalım


‎Selvi boylum al yazmalım

‎Asya konuşuyor
‎İlyas,
‎Ben seni eski bir sokak lambasının altında bıraktım sanıyordum,
‎meğer yüreğimin loş köşesine saklamışım.
‎Gözlerimin kenarında ince bir çizgi gibi
‎her sabah yeniden sevmeye başlamışım.

‎Sen hâlâ rüzgâr gibi mi dolaşıyorsun sokak sokak
‎Yoksa bir yalnızlık durağında
‎kalbinin sesine mi rastladın artık
‎Geceyi dinledin mi hiç,
‎benim sustuklarımı duyar gibi

‎İlyas cevap veriyor
‎Asya,
‎Ben seni bıraktığım günden beri
‎hiçbir gökyüzüne ait hissedemedim kendimi.
‎Yürüdüm hep yere bakarak.
‎Çünkü başımı kaldırsam,
‎ya gözlerin sanıp bir çift yıldızla çarpışacaktım
‎ya da ağzımdan sen dökülecektin sessizce.
‎Adını anmadan yaşadım, evet.
‎Suskunluğumda en çok sen konuştun.
‎Bir çiçeğin susuz kalması gibiydi yokluğun,
‎ben solarken anladım bunu.

‎Asya
‎O zaman neden dönmedin
‎Neden bir harf bile göndermedin
‎Ben yıllarca bir mektubun postacısı oldum,
‎yazılmamış satırlarını ezberledim.
‎Gözlerimi her kapattığımda,
‎sen bir kelime gibi düşüyordun gecelerime.
‎Artık biliyorum İlyas
‎Bazı vedalar gitmekle olmuyor,
‎bazı aşklar da yok saymakla ölmüyor.

‎Sahne böyle düştü yüreğimin avlusuna.
‎Asya’nın gözleri hâlâ dolu, İlyas geçmişin kuyusunda bir yankı gibi
‎biraz geçmişin karanlığı
‎biraz da içsel yüzleşmeyle cebeleşiyordu.


‎İlyas başladı konuşmaya,
‎Biliyor musun Asya
‎Ben en çok sustuğum yerlerde seni duydum.
‎Bir taş duvarın ardında,
‎manastırın gölgeli avlusunda,
‎bir mum alevine bakarken mesela
‎Senin adını yakmayan hiçbir dua olmadı dilimde.

‎Ben çocukken bile senin hayaline emanet ederdim kalbimi,
‎oysa sen gerçeğin kadar sessizdin.
‎Ve ben ne zaman bir fotoğrafa baksam,
‎gözlerin hâlâ beni orada bekliyordu.
‎Ben o çerçevenin dışına hiç çıkamadım Asya.


‎Asya cevap verir
‎İlyas
‎Sen gittiğinden beri,
‎gökyüzüne her bakışımda
‎bir kuş kanadına ilişti adın.
‎Seni en çok
‎bahçedeki suskun nar ağacında bekledim.
‎Çünkü bilirsin, nar sabırla büyür,
‎ve sabırla kırılır.

‎Affetmek için değil,
‎anlamak için bekledim.
‎Kalbim kırılmadı sanma
‎Ama bazı kırıklar cam gibi değil,
‎daha çok eski bir aynanın çatlağı gibi
‎gösterir seni, asla bir bütün gibi değil.


‎İlyas
‎Bana neden dönmedin dedin ya
‎Ben dönmeyi hep düşündüm.
‎Ya sen eskisi gibi bakmazsan diye korktum.
‎Ya yüzümdeki yılları,
‎gözümdeki utancı tanımazsan diye.
‎Çünkü ben senden değil,
‎kendimden utanıyordum Asya.
‎Bir adam, kendine yenilirse
‎aşkını bile hak etmez gibi geldi bana.

‎Asya
‎İlyas
‎Sen kendine yenilmiş bir adamsan,
‎ben de suskunluğa yenilmiş bir kadınım.
‎Biz galiba en çok
‎birbirimize sarılmadan yaraladık kendimizi.
‎Bir düşün uyanmayan yerinde,
‎bir ninninin bitmeyen nakaratında kaldık.
‎Ve şimdi
‎yıllar sonra, sadece bir cümlede buluştuk
‎Keşke zaman affetseydi bizi.
‎İlyas geceye yürür, Asya sabaha uyanır gibiydiler.
‎İlyas uzaklaşırken, Asya elleri titreyerek bir defter açtı
‎belki yıllardır sakladığı bir defterdi kapağında kurumuş bir gül yaprağı vardı
‎O gece, ilyasa bir mektup yazdı.

‎Azra Nimet öner

Nimet Öner
Kayıt Tarihi : 21.10.2025 23:42:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


‎şimdi yılların en derin yerindeyiz ‎İki suskun kalbin, yıllar sonra yeniden aynı sokağa düştüğü o an ‎Ne bir tesadüf, ne de plan. ‎Kaderin nazlı adımı bu  sabahın ilk ışığında kavuşan iki yorgun kalp. ‎

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!