Hala yaşıyor..
Haliçte bir vapuru vururlar
ve gözlerin gelir geçer içimden.
Oysa,
ne hasta bekler sabahı ne taze ölüyü mezar.
Heyy gidi hey.
Çilekeş yalnızların annesi Kaldırımlar.
uyan be hadi uyan
sıkışmış kafa tasım,
çenem uyuşmuş,
kitlenmiş parmaklarım
özlüyorum yazmayı yazmadığımda
yazmak değil kusmak benimkisi
Hiç bir şiir anlatmamıştı seni senin kadar görkemli.
Hiç bir şarkı sığdıramamıştı notalarına senin ritmini
ve hiç bir masalda yoktu senin kadar büyüleyici bir alem.
Sen koca bir alemsin ey İstanbul.
Bir yanındaki parıltı kadar öbür yarın siyah-beyaz.
Denizin gözlerini kıskandığı yerdeyim
...
Üç kişiydik;
Deniz sen ve gözlerin.
Ben sende saklanmıştım,
deniz gözlerinde durgundu.
Ne olacak sonun ey şair,
ne kaybedecek şairin kalemi..?
...
En ötesi,
tüm mısralarını bir kitaba sıkıştırır
hapsedersin kitaba.
Yaşıyoruz..
Bir çayhane yazarının
yazarken elinin titrediği gibi...
Yaşıyoruz işte..
...
Pembe bir erkek rengidir.
Eğer ağlamayı biliyorsa erkek.
Ve mücevherdir gözyaşı,
sade yaşamayı biliyorsa yürek.
Ağlamak,
Kavruk bir kış günüydü.
Belliydi gideceğin.
Sırtımı şehre yaslamış
yüreğimi kusuyordum yoluna.
Şuursuzca kabullenmiştim göçüşünü.
Yediremediğim kaçışındı asaletine.
Sahiplik ekini kaybetmiş sevdalara merhaba!
Yalnızım, yalnızsın, yalnız...
Yalnızlığı hayat mı öğretiyor insana?
Hayır arkadaş ben biliyorum hepsini.
İlk ihanetten beri,
tanırım yalnızları.
Kar,boran ve duman.
Ben ve adım.
Hayallerim,ulaşamadıklarım.
Gülüşlerim öylesine...
O ve nefretim ondan kalan.
Pişmanlığım sonra.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!