Füsunlu bir yel armağan sabahtan
Beklenmedik bu anın yankısı semada
Savruk birkaç adım meyletmiş sevdaya
Sündüsler içersindeyim sidrede
Sevincin son hududunda yüreğim
Ve hala nefesimin buğusunda iki avuç
Ahh gece
Bitmesen
Yayılsan ömrüme
Rengin örtse tüm kaygılarımı
İçimin kızgınlığını alsan
Beni bağrında saklasan
Yatağıma uzandım
O tanıdık kokuyu içime çektim
Uyumak isteğindeydim
İçimde çoğalan haykırışları duymamak için
Gülümsetebilen düşlere dalmak için
Önce uyumayı istedim
Sevda evvel zaman içinde mazi
Bizimse yalnızlık içimizde vazifeydi
Ziya sıfatından yoksundu gün ışığı
Bildiğimiz tüm vakitler
Gözaltlarımıza yığılmışçasına
Ürkerdik aynalardan
Sevmenin en zor zamanı _şimdi_
Aşk uzakta
Babannemin ilk mektep zamanlarında
Belki biraz masallarda kaldı
....
Şimdi _bu_ evde _şu_ saatte
Güz bitti geçenlerde
En sevdiğim mevsim
Seni tanıdığımdan değil;
'Güz' ü tanıdığımdan
Üzüldüm gidişine
....
Gözlerim yanar kavrulur
Yalnızlığıma yaslanıp nefes alamam
Anlatamam dumanlar savurup etrafa
Demem ki bunun adı efkar
Issız bir oda
Yokluğun herhangi bir gününde
Varlığı arayışın yorgunluğu çöker ruhuma
Gönlümün
Kaç bin yıl kaç milyon kez yenilmişçesine
Tükendiğini bildiğimden
Azalır hayatın manalı yönleri
Yalanlar gizleniverir yerlerine
Ortada çırılçıplak gerçekler
Ertelerim korkuları gecelere
Düşünmek istemem aslında
Daha çok mecbur kalırım
Dizlerimin üzerine çöküp
Aralık ayının yirmi biri
Yılın en uzun gecesi
Benimse hatırlayabildiğim en karanlık gece
Karanlıktan korkmak geceyi aydınlatmaya yetmiyor
Korku işimi zorlaştırıyor o kadar
Yetmiyor vazgeçmeyi istemek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!