“Allah” dedim hükmü veren, sevdiklerimi benden alan, o yüzden sabrettim.
Alıştım zamanla adı yalnızlığa,
Bende sevmek istedim.
Sevgim tükenmesin kalbimin derinliklerinde hayat bulsun dedim; Olmadı.
Kırılan kalbim yorulan yüreğimle
Sana geldim yine sana
Bildiğim halde bunu
Bazen vazgeçtim senden
Kızgınlıklarım olduğunda öfkemi alamadım.
Yumrukladım isyanlarımı
İkisi bir araya gelmez nedense,
Yıldızlar geceye tutsak benim gibi,
Beklerler sabahın olmasını,
Bir ben bir de gecenin sessizliği yeter bana,
Bir de beni yalnız bırakmayan yıldızlar.
Kulaklarım sağır olur bazen.
Hiç düşünmeden durdururdum.
Bu koskocaman dünyayı
Elimde olsaydı.
Ellerimle tek tek toplardım.
Kayıp giden yıldızları
Durdururdum deli gibi
O yolculuk hayatımda yaptığım en uzun yolculuk Hiçbir yolculuğa benzemiyordu.Ne yollar bitiyor ne de zaman çabuk geçiyor.
Sonunda çok istediğim o yere varıyorum.Bir an için kalbim duracak gibi o an kabeden sonra ilk dikkatimi çeken ebabil kuşları oluyor.Allahım o ne muhteşem bir düzen bana hemen mevlanadaki semazenleri hatırlatıyor.Dönüyor dönüyor sadece dönüyorlar.Sanki bedenleri orada ruhları yok
orası tıpki bir mahşer yeri yüzler bembeyaz ölü gibi o güneşin kızgın sıcağına rağmen sadecegözler kabede ve dönüyorlar sessizce akşam olduğunun bile farkında değilim zaman durmuş sanki o gece bir ara uykuya dalıyorum.Rüyamda kabeyi görüyorum kabenin önünde beyaz elbiseli insanlar ellerini göbeklerinin üzerine bağlamışlar.Bende aralarındayım.kabe bize secde ediyor altın oluktan peygamberimizin sürmesi akıyor.Uyanıyorum o muhteşemlik hiç gitmiyor gözümün önünden ertesi gün bütün gün ve gece sadece ebabil kuşlarını seyrediyorum hayran kalıyorum onlara hiç yorulmadan usanmadan nasıl dönüyorlar öyle o an düşündüğüm tekşey yaradanın bu kadar muhteşem şeyleri nasıl bir araya getirdigi ona misafir olduğum için seviniyor ve teşekkür ediyorum.
Orada durduğum sürece bende döndüm ebabil kuşlarıyla birlikte yüzüm kabede günahlarımızı düşündüm dua ettim sessizce
Son gece veda ettim kabeye ve ebabil kuşlarına tatlı bir yorgunluğa düşmüşüm içim geçer gibi olmuş yine rüya görüyorum.çok büyük bir kalabalık insanlar yaşlı bir kadını eziyorlar.Ben bağırıyorum siz nasıl müslümansınız görmüyormusunuz kadını ezdiniz böyle ibadet olmaz. diyorum.orada görevli bir asker bana dönüyor ve üç kere nerede olursan ol yüzünü kabeye dön diyor ve ben uyanıyorum.Şu an evimdeyim ama aklım hep orada gözlerimi kapıyorum ve sürekli ebabil kuşlarıyla birikte bende dönüyorum.
Doğum günü
Genç kadın evlilik için çok zor vermişti kararını o yüzden biraz geç evlendi.Öyle mutluyduki önceleri her şey mükemmel gidiyordu.Allah ona nur topu gibi bir erkek çocukta vermişti.Okadar seviyorduki oğlunu
onu koklarken öyle çekiyorduki içine sanki bir daha koklayamayacakmış gibi çalıştığı için her hafta sonu oğlunu parka götürüp seyretmek ona büyük bir zevk verirdi.
O gün annesini oğlunu alıp parka gitmişlerdi.oğlu orada oynarken o annesiyle bankta oturan yaşlı bir karı kocanın yanına oturup sohpet etmeye başladılar yaşlı adam kızım sen namaz kılıyormusun
diye sordu sohbetin ilerleyen zamanlarında. oda hayır dedi... o zaman başla kızım namaz çok önemli dedi yaşlı adam. adamın anlattıkları onu çok etkilemişti.O akşam namazına başladı hiç vakit kaybetmeden ertesi günün gecesi yaşlı adam ve karısı onlara misafir oldular.hoş sohpet güzel geçti geceleri yaşlı adam evden çıkarken onlarıda davet etti ertesi haftada onlar misafir oldular yaşlı adama fakat kızın istanbul gibi bir şehirde bu evin döşemesi dikkatini çekmişti.
.eski osmanlı evlerini andırıyordu.yinede cesaret edip bir şey soramamıştı kırılacaklar diye karısı zaten hiç konuşmuyordu.Dilsiz her halde diye düşündü.Hem yaşlı adamın sohpetleride çok güzeldi.
O gün son yolculuğuna uğurladım seni
Yüzün buz gibiydi beyazdı tenin
O gün ilk defa bir ölüye dokunuşum
Korkutmamıştı beni ürpermemiştim.
Kaç defa öpmüştüm yanaklarımdan.
Bir daha geri dönneyeceğini biliyordum.
Melek ışıkları bütün yaşam boyunca yüreğinizi sevgiyle doldurur.
Onlar sadece insanları mutlu etmek ve korumak için vardırlar.Yeterki onların varlığının farkına varın.
Melek ışıkları en üzüntülü anınızda sarıp sarmalar sizi işte o zaman yüreğinizde o ilahi huzuru hissedersiniz.Bazen yanıp sönen yıldızlar şeklindedir.Bazen altın sarısı bir ışık bazende zümrüt yeşili gibi renklerle ifade ederler kendilerini.
Dünya güzellikleri o kadar kapatmıştırki gözlerimizi ne yazıkki bir çoğunuz onları göremessiniz.
Onlar her şeye rağmen sadece farkedilmeyi beklerler.
Melek ışıkları öyle güçlüdürki bu ışığı size verebilmek için sizden temiz bir kalbinizin olmasını isterler.
Bu sabah gün doğarken
Güneşin ilk ışıkları girdi içeriye
Güneşi selamladım.
Sıcaklığını hissettim o gitmeden
Biliyorum ki biraz daha geç kalsam,
O gidecek.
Hemen hemen hepimizin dostları vardır hayatımızda...
Ya da biz öyle zannederiz dost bildiklerimizi...Güvenir her derdimizi paylaşırız onlarla...Paylaştığımız üzüntü ise azalır...Sevinç ise çoğalır...Dostlarımızla güzel günler geçiririz...
Sizce gerçek dost nasıl olmalı iyi günde yanınızda olanmı kötü gününüzde sırtınızdan vuranmı?
Bu sorunun cevabını siz verin artık...
Şimdi bir çoğunuz diyeceksiniz ki dost dediğin insanı sırtından vurmaz...Siz öyle zannedin artık zaman değişti...Eskidendi o gerçek dostlar...Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki gerçek dost bulmak çok zor...ya da doğal olanını...
Şimdiki dostlar bile hormonlu...Yani kısaca organik dost bulmak çok zor...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!