Kürt şair, yazar, akademisyen ve çevirmen.
Tam adı Selim Temo Ergül'dür. 27 Nisan 1972'de Batman'ın Mêrîna köyünde doğdu. İlkokulu doğduğu köyde, ortaöğrenimini Batman'da tamamladı. 2000 yılında Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Sosyal Antropoloji ve Etnoloji Bölümü'nden mezun oldu. Yüksel lisansını "Cemal Süreya Şiirinde Bedenin Yazınsallaşması" başlığıyla, Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü'nde tamamladı (2003) . Aynı bölümde "Türk Şiirinde Taşra: 1859-1959" başlıklı çalışmasıyla doktorasını tamamladı (2009) . Halen Mardin Artuklu Üniversitesi'nde Yardımcı Doçent Doktor olarak görev yapmaktadır. Uzun süre Türkiye'de açılacak ilk Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü'nün kuruluş çalışmalarını yürütmüştür. Ancak YÖK'ten söz konusu bölüm yerine Türkiye'de Yaşayan Diller Enstitüsü adlı bir enstitü ve Kürt Dili ve Kültürü Anabilim Dalı gibi bir birim verilmesi üzerine buradan istifa ederek ayrıldı. Kürt ve Türk edebiyatları hakkında önemli çalışmalara imza atan Temo'nun son yıllarda daha çok inceleme ve araştırmaları öne çıkmaktadır. 2011'de Exeter Üniversitesi'ndeki (İngiltere) Centre for Kurdish Studies'de konuk öğretim görevlisi olarak çalıştı. Hrant Dink Vakfı tarafından "dünyanın dört bir yanında attıkları küçük adımlarla geleceğe dair umudu çoğaltan kişilerden" biri olarak 2011'in "Işıklar"ı arasında sayıldı Hrant Dink Vakfı. Ekim 2013-Ekim 2014 arasında Radikal gazetesinde köşe yazıları yazdı. Halen Mardin Artuklu Üniversitesi'nde, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde çalışmaktadır.
Eserleri
O, Deniz ve İntihar (oyun, 1994)
Ah! Tamara (şiir, 1995)
Kırgın Nehirler Meseli (şiir, 1997)
Çiftlere Cinayet Dersleri (roman, 1998)
Uğultular (şiir, 2000)
Kürt Şiiri Antolojisi (antoloji; Kürtçe-Türkçe, 2007)
Türk Şiirinde Taşra (edebiyat kuramı, Türkçe, 2011)
Jübile (toplu şiirler, Türkçe, 2011)
Sê Deng (şiir, Kürtçe, 2011)
Ruhun Bedeni (gazete yazıları, Türkçe, 2014)
Ödülleri
Halkevleri Ödülü (roman) (1998)
Yaşar Nabi Nayır Ödülü (şiir) (1997)
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!