Alışıyor yürek sensizliğe,alışıyor.
Dayanılmaz bir yalnızlık sarıyor tüm bedeni,
Yalvarıyor senaryolu hayaller
Unut,unut...
Kahretsinli cümleler ağzıma sakız
Boşluğa konuşuyorum farkında olmadan,
Sonbaharın çanları dökülmeye başlarken,
Maviye hasret ruhlar,keşkelerde sürünür.
Deryaya muhtaçken gönül,göllerde yeşerdik.
Anlamadık yada anlatmadılar,
Oyunun hileli kartlarını.
Şansa gülüverdik.
Aldandık işte aşk denilen riyaya.
Kandırdılar toy gençliğimizi.
O kadar şaheserdi ki çiçekler,
Öyle şahaneydi ki nefes almak!
Aynada telaşlı,uslanmaz ıslak teller,
Onun yolunda oynaya oynaya koşan potinler.
Ve şair sabahın geceyi kovaladığı saatlerde,
Minik serçe ezgileriyle kavun kokusu buğusunda,
Yanında olamayan ama her daim yanında hissedip özlem duyduğu
Sevgilisine şunları yazar:
Benim aşkım sabaha karşı öten bülbül sesinde,
Yol mudur bitmek bilmeyen yürek özlemleri?
Tüten fotoğraf hayali gibi mi,
Burnun ucundakilerin en tatlı halleri?
Geceye düş müdür,
Tütsü kokulu mendilsiz mekanlar.
Hasret oyunlarında,elma şekeri gibi,
Temiz,tertemiz bir uykuya büründü şehrim,
Gecenin sabaha sessizliğinde.
Rüzgar hür dü,ışıklar neşeli
Bambaşka bir uyku başladı çocuklar neşeli.
Yerde sonbahardan kışa kalmış yapraklar uyudu,
Çam ağaçları horlamadı bile,
Doğmadı,doğmaz dedim ellerime.
Yanılmışım meğerse.
Teninin terlediği yerde tenim,
Dudağımda lale tutsaklığı.
Gözümün en içinde ruhum sana akıyor.
Dilimi bağladın,
Mürdüm rengi,
Aşık bakışlı gömlek giyer.
Yüzünde,
Yanında olmamın verdiği bayram sevinci.
Elleri,
Pamuk dikenli mor tırnaklı,
Sensizliğin mum ışığı saati,
Güneş sabırsız.
Sen...
Özlemi bitmeyen,
Geceyi süsleyen,
Hayali ile başımı öne eğdiren,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!