küre, sele kapıldı herkesin uyuduğu bir gecede
gülüşleri ve ağlayışları farklıydı kıtaların eskiden
aşkları ve nefretleri ne çok benziyor şimdi
çocuklar tahta oyuncakları severdi bir zamanlar
tahta araba, tahta at, tahta ev, tahta bahçe
Sevgilimsin , kim olduğunu düşünmeye vaktin yok,yapacak
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Devamını Oku
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
rengimiz; kadın erkek
sevişmemiz; ıssız ada
bölümlerine bayıldım..şiir hoş..
Hayatta ben en çok kendimi sevdim
Hayatta ben en çok kendimi sevdim:
Karanlık suların, sivri yapıların dibinde
Çırpınıp durdu kırmızı bir yaratık
Boğuldu ve kurtuldu kendi kirinde
Yağmaktan bıkmış bir yağmur gibi dindim
Hayatta ben en çok kendimi sevdim:
Dağılmış cambazhane, dikenli tel
Güneşli bir günün derin uykusu
Derinleşen uykusu otuz iki yılın,
Güneyden batıya öksüren tren,
Rüzgara sayfa açan sözcük delisi
Ansızın kapana kapı: kendiliğinden
Hayatta ben en çok kendimi sevdim:
Yalan söyledim çocuklara ve kadınlara
En çok da bahçe katlarında
Başlayan öykülere sesimi verdim
Bir gemi yanaşırken bir başkasına
Korsan kılıçları gibi keskin ve acımasız
Kimse sızamadı acıma: kusursuz yalnız
Hayatta ben en çok kendimi sevdim:
Tek kişilik bir vagondum yük trenine eklenen
Sonunda beklenen oldu bir tünelden geçerken
Ray değiştirdi güneyden batıya öksüren tren
Derin bir uykudan, çarpışmayla irkildim
Kırmızı bir yaratığa çarpmıştı kalbim
Ne olduğunu otuz iki yıldır öğrenemedim
Hayatta ben en çok kendimi sevdim:
Kristal sandım gecedeki cam bardakları
Şarabı saat on ikiden sonra içtim
Bir güzel kanattım öptüğüm dudakları: yanılgı
Paslanmaktan tedirgin demirden bir at
Çocukluğumu yeni zamanlara taşıdı
Hayatta ben en çok kendimi sevdim:
Mutsuzluğa eklenen bir gülüş gibi
Uzatmaya çalıştım gölgesini günün
Eğildim derin sandığım sığ sulara: başkaları
Moraçalan yalancı şafakların izinde
Arayıp durdum morötesi şafakları
Hayatta ben en çok kendimi sevdim:
Yırtık bir güzellikle sevişen yumuşak ten,
Efsanelere süzülmüş av yorgunluğu
Derin hiçliklere gizledim sesimi…
Bir ata bindim, sonra bir gökten indim
Irmakların gürültüsü sildi ayak izimi
Düelloda kırmızı bir yaratığa yenildim
Hayatta ben en çok kendimi sevdim:
Sesleri çoğaltan sessizlik korkusu,
Feci bir kazada hayatını kaybeden tren,
Karanlıkta parlayan uyumsuz çığlık,
Merhem tanımayan vazgeçilmez yanık,
İkiz kardeşi korkulu uykuların…
Sığ sanılan derin ve karanlık suların
Belki de en derin yerinde yittim.
Hayatta ben en çok kendimi sevdim.
Baki Ayhan T.
Alametler çoğaldı,bitmek üzere süre!
Ya sele kalıpacak ya da, yele şu küre!
Kıyamet-i kebir'in ayak sesleri bunlar;
Bütünleri tükettik, sıra geldi; kesir'e!
Şimdi dulum diye yazdım,evet...Ama şunu da yazdım :
Cacık olmaya heveslenmez içi geçmiş olan hıyar
Aklını yemiş lâgar beygir bu sözüme tam uyar...
Kırkından sonra azanı teneşir pâklar demişler ;
İtin ahmağı odur ki her kayganadan pay umar...
Tanıtım yazımdakini gören o kör gözün , BU YAZDIĞIMI niye görmedi...Senin saçma tenkitlerin İTİN ZEMHERİDE KAR YEMESİNE BENZİYOR...
Tenkit bu değil...Bu ; bir bahane bularak , aklınca şâiri karalama...
Lâgar beygir ,''atayım terkime kaçırayım''derken sen ;
Tenkit diye;(şimdi dulum) yazdığımı görürsen ;
Ve de dersen ''hiç gitmeden ,ziyaret ''diye yazmış ;
Senin nâmertliğine ve rûh yapına bulunmaz eksen...
Pöstekini say da üfür , ne kadar nâmertleşeceksen...
Yaşadığımız dünya ne tufanlar ne seller ne musibetler gördü,fakat hala ayakta ve yaşam hala devam ediyor.Yinede tüm bu olanlardan ve gelişmelerden kendimize bir pay ve hisse çıkarmış değiliz.Sınıf ayrımları,iç savaşlar,istila ve sömürgecilik,paranın hakimiyeti devam ediyor.İşin içine teknolojilk gelişmlerde eklenince ,insana verilen değerin hiç önemi kalmadı.Sonuç itibarıyla ''Bindik bir alamete,gidiyoz kıyamete'' tekerlemesinin dümen suyunda yol alıyoruz.Bu çizgi sapmasının sonuçlarına katlanarak.
şaire ve seçkiye tebriklerimle
evet küre öyle bir sele kapıldı ki öz çürüdü. dikiş tutmuyor hiç bir yama ne toprak ses veriyor ne gök. arapsaçı ana baba kardaş ve töre.
Günün şiiri ; zayıfla orta arası , yani 5 puan...BENCE
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Mecburi Giriş...
İnsan olan kendini ; îmâna , ilme , fenne adar...
Mahkemeden korkmam ben , nâmertlerden korktuğum kadar...
Burada, edebiyatçı geçinen , nice şarlatan ;
Suret-i haktan görünen ,nice , kızıl domuzlar var...
Ben , şahsa etmem küfür , kızsam en fazla HÖDÜK derim...
Şâir , şiir çalan görüp , ona gördük işte derim...
Üstüne alanlar olur , beni küfürbaz bilirler ;
Bazen , HAKETMESELER de , onlardan ÖZÜR BİLE DİLERİM...
Yüklenmem VATAN HAİNLERİNE'dir , yemin ederim...
Kara yüzlü evlâım , bana , yoz ayı falan demiş...
Öteden , LÂGAR beygir , aynı nakaratta kişnemiş...
Gülerim o nâmertlerin , hiç uymayan LAFLARINA ;
Bilirim ki birileri , TEZEK yemiş , HALTLAR yemiş...
Mahkemeden korkmam ben , utanmazlardan çok korkarım...
Bu yüzden çekilmek istedim , sözlerim kaldı yarım...
Binbir ADLA atanlardan , iftiradan , şarlatandan ;
Îmânsızdan , izansızdan , yalancılardan BÎZARIM...
Muhterem Nesimi Bey,
Öncelikle sizden böyle düzeyli yorumlar okumak güzeldi.(İsteyince neler yazabiliyorsun :))
Şiir hakkındaki düşünceleriniz tartışılabilir tabii:
'Şiiri ideolojinin emrine vermek ya da slogancı şiir üretmek şiir sanatına ne derece hizmet eder? ' Hep kuşkuyla yaklaşmışımdır bu mevzuya.
Ustaların en yetkin eserlerini okuyunca, bu şiirlerin hep bireysel duyarlık ürünü olduklarını görüyoruz.Nazım'ın en güzel şiirleri aşk,yalnızlık,vatan hasretine ilişkin şiirleridir.Necip Fazıl keza,Cemal Süreya öyle...Ne bileyim bütün büyük şiirler eti için kesilmeyen bülbül şakımaları.
Şiir ve özgürlük kavramı belki duyarlığın dışavurumu olarak kabul edilebilir; lakin şiirin asli görevi felsefe olunca çekemiyor o sıkleti şiir.Pehlül'ün deyimiyle rampada bayılıyor araba; haksız mıyım?
Şair dostumuzun söylediklerine aklı başında kim itiraz eder ki.Şu kapitalizmin tek tipleştirdiği dünya.Şimdi belki daha çok şeyimiz var,ama artık hiçbir şeyimiz yok paradoksu.Herşey hızlı,sahte,çürümüş.insanın kendi olması,kendini gerçekleştirmesinin önü kapanmış.Şairin şiirin sonlarında söylediği şeylerin benzerini yakın zamanda ülkemize gelen ünlü filozof Slovoj Zizek'te söyle ifade ediyor ''kapitalist yaşam biçimini ,gezegeni topyekün ortadan kaldırmak tehdit ediyor''
Bunları belirttikten,yani şiirin içeriğine katılmakla birlikte, şunu söylemekte lazım ki şair içeriğe önem verirken dili boşlamış,şiirin bir ayağı eksik kalmış.
ben şiirden dil açısından bir zevk alamadım.Bu doğru tespitlere bir de etkili bir dil kullanımı eşlik etseydi yemede yanında yat olacaktı.Emeğe saygılar.
Bu şiir ile ilgili 22 tane yorum bulunmakta