Yetmiş, seksen yıl yaşarmış
tek eşle geçermiş bir ömür
beyaz renkli, uzun kanatlı bir kuş
Albatros…
Birbirine sevgiyle dokunan gagalar
Kur’an ne duvar süsüdür çiviye asılan
ne dillerden düşmeyen vird
ne de hafızların ağızlarından dökülen kelam…
içindeki iman ayetleri
düşünmek için yormuyorsa aklını
bedenin oruçlu,
İnsan yaşamak için mi gelir,
yoksa ölmek için mi
bu Dünya’ya?
“yaşamak” ise cevabın
az değil mi bu yaşadığın?
“ölmek “ için ise cevabın
Bir bozuk saat günde iki kez
doğruyu gösterirmiş
Ben de gençliğimde
iki iş yaptım,
biri yanlış, biri doğruydu
Diri diri toprağa gömerlermiş
Cahiliye’de kız çocuklarını Araplar
onlardan utandıkları için …
Sen ise, en güzel hediye geldin bana
Rahman ve Rahim olan Allah’tan
Alın terimi, emeğimi çalsaydın ya ey hırsız!
vekil tayin ederdim bir avukat
Sen güvenimi çaldın ey arsız!
''hasbinallahiveniğmelvekil'' e
havale oldu artık o vukuat...
Sevmedin ömrünce hiç
ne bir çiçek, ne bir böcek,
ne bir sokak kedisi,
ne de sahipsiz bir köpek!
insanı severim diyorsun ama
inanmak için, kaç şahit gerek?
Senin çok kulların var
Peygamberlerin, âlimlerin, salihlerin
günahkârların, tövbekârların, ateistlerin
Cehenneminden korkanların
Cennet için, ibadet edenlerin
hepsi de, senin kulların…
Çektiğim çileye karşı
gösterince onca sabır
gönderdi belki de seni
İlahi rahmet bana
Sen de verdin bana kızım Hilal'i
Hepimiz misafiriz ya bu dünyada
incitmeden birbirimizi, hem de ev sahibini
kimlere kısmet acaba,
bir kuş olup, uçmak?
ya da çakallar, akbabalar misali
yangınsız yürekler gibi gitmek…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!