Benim gönlüm yâr yüzünden
Yaralıdır berelidir.
Ayaklarım yeryüzünde,
Kafam, bilmem, nerelidir...
.....................................................
Hayır!
O zaman değil.
Birinin, “Tıp fakültesinden her şey çıkar, arada sırada doktor da çıkar” dediğini duyduğum zaman koptu her şey.
Ney üfledim, saz çaldım, şiir yazdım, tabanca attım, bilgisayar programcısı oldum ve bulduğum her şeyi tamir ettim.
Fakat yüzmeyi öğrenemedim.
Kahvelerde sabahladım, futbol, bilardo, briç, aklıma ne geldiyse oynadım.
Bu yazının esbâb-ı mûcizesi yazarının muhtelif metinlerde tanrıtanımazlıkla ölüm korkusu kavramlarının bir arada bulunuşuna tesadüf etmekten duyduğu taaccüptür. Elbette her şeyin sıkıntısının ne diye bu yazarı (bu ben oluyorum) aldığı da sorgulanabilir ama üzgünüm, o soru bu yazının konusu dışındadır. Çünkü bu yazıyı ben yazmaktayım.
Tanrıtanımazlık ve ateizm…
Aslında TDK’ya veya her kime sorarsanız sorun her ikisi aynı şeyi ifâde etmekle birlikte bu tür görüşlerin mensûbu olduğunu söyleyenlerin zaman zaman bu iki kavramı ayırdığını görüyoruz. Eğer ayrı ayrı ele alınırlarsa tanrıtanımazlığın hem tanrıya inanmamak hem bir dine mensup olmamak, ateizmin ise tanrının varlığına inanmakla birlikte bir dine inanmamak şeklinde tanımlandığına -sizleri bilemem- ben sıkça rastlamış bulunuyorum.
Aksin suda topukların
Tınlıyor, sen yürüyorsun
Sarmaş dolaş dünle yarın
Başımı döndürüyorsun
Dalgalarla derin sular
Dirâyet, liyâkat, hiddet mi bakış
Ağladığımı hiç görmüyorlar mı
Gürzüm baş alırken gönlüm kara kış
Analar hırkalar örmüyorlar mı?
Mehterân dönmezken sağa ve sola
Hiç kendim olmadım ademden beri
Sen olamıyorsam daha neyim ben
Bir hâneyim metruk Âdem'den beri
Yaşamak adına bahâneyim ben
İlk ve son yüzü yek felek zarında
Kulak ver bu masal aşk kadar derin
Anlatılamamış -gör- neler var ki
Titremiş renkleri tüm çiçeklerin
Kadehini kırmış dinlemiş sâkî
Ruhlar cesetlere çaput bağlamış
Cesedimin et dört yanı
Canımın cânânı sensin
Zerrelerin yok zamânı
Rûhumun her ânı sensin
Her odunun bir yakanı
Uzak uzak enginde
Ufak ufak gemiler
Gözlerim yâr renginde
Saçlarım kar gibiler
Yüzümde mâvi hüzün
Ey vâr oluşun mihveri ey sevgili insan
Dünyâyı cehennem ediyor zâtına nisyân
Vâr etmese yârin seni vâr etmeyecekti
Âlemleri lâkin yine kullar diyecekti
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!