Üstad Nazım’a giden bir yoldayım,
Daha sürgün edilmedim ama beklerim,
Belki fikri zıt, belki Bozkurt bakışlıyım,
Devrim deyince de, büyür gözbebeklerim.
Beynim düzene karşı uslanmaz bir deli,
İmkansızlıklar gölünde yüzer hayallerim,
Piraye, Münevver, ya Vera’ya ne demeli,
Her bir aşkta durmaksızın çözüldü dillerim.
Henüz demek isterdim yaş itibariyle,
Lakin Hızlı yaşamış gitmiş be üstadım,
Bir baktım ki kırk yedi de ne yazmış diye,
Korkuyorlar diyordu elindeki kırık kalemiyle,
Bize türkülerimizi söyletmemişler diyordu.
Şafaktan, görmekten diyerek sıralıyordu.
Dokunmaktan, ağlamaktan korkuyorlar,
Hatta gülmekten ve sevmekten diye ekliyordu.
Seyrek aralıklarla da olsa Nazım’lar gelir gider,
Kartal kanatlı kanarya, inci dişli zenci kardeşim,
Robeson duymasa da elbet bizi de birileri dinler,
Islatmaz içimi, yağmurda çırçıplak ıslanışım.
Sen rahat ol üstadım korkmayız tohumdan,
Yuva kurarız onların korktuğu topraktan.
Akan su ne diye tedirgin etsin içimizi?
Elimiz uzaktır, komisyondan ıskontodan.
O sıcak kuş gelip konacak avuçlarımıza.
Ümitlerden korkusu kalmayacak kalabalıkların.
Selam olsun sana ve dert ortağın robeson’a,
Selam olsun zenci kardeşlerim ve kartal kanatlı kanaryalara.
Ömer BAYCAN 04.12.2023
Kayıt Tarihi : 4.12.2023 16:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
..
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!