Selam Olsun Şiiri - Ramazan Kılıç 2

Ne zaman gelsem sana pir’u pak şıhlanırım.
Seni yurt tutan cümle şıhlara selam olsun.
Dingin denizken köpürür coşar şahlanırım
Medresende çakılı mıhlara selam olsun.

Gelip geçen yolcuya az yornuk vermek için
Kara dede şükür dolu sofra sermek için
İki dünya arasına bir bağ germek için
Kabaktepelerde yatan ruhlara selam olsun.

Davşan tepelerinde yatan çemen dedeye,
Gölet bizlere deniz, yaradandan hediye
Sıla-i rahime yine hoş bulduk de diye.
Yolları gözleyen agahlara selam olsun.

Tarihinin, tarihten bile eski olduğu.
Uyuz pınardan şifalı testi dolduğu,
Ermeniyle rumun, türkün dostu olduğu,
Andırondan tut, karamıhlara selam olsun.

Analar kirmen örer kızlar ıstar ıyardı.
Bir mihraplı halıya nice hayal sığardı.
Zahmeride kuzular baş köşeye doğardı.
Can yongası öldü diyen ahlara selam olsun.

Keven dediğin nedir, karası n'olacak.
Dikeni gül gelirdi, yarası n'olacak.
Fireze bas kara bas, arası n'olacak.
Gerildiğimiz çarmıhlara selam olsun.

İyi düşün! Seninde vardır mutlak bir anın.
Maziden açılınca sızlamazmı sol yanın.
Gözlerden geçer uzak yakın, canın cananın
Affet sebep olduğum vahlara selam olsun.

Karacıkdağı şıhlılıya nur dağıdır.
Tüm yaylalar öldü,kalan birtek sağıdır.
Mağarası,armudu,bağı,bayrağıdır.
Köyümde kurtkuşa dağlara selam olsun.

Nice şıhlar şahlar ağalar beyler dervişler.
Gökkubbede hoş seda ile gelip geçmişler.
Çelik suyunu yürek pınarından içmişler.
Gidene rahmet, kalan sağlara selam olsun.

Yüce dağdan salınsan istenger gediğine.
Kenger, kuzoğlak, menter ne varsa yediğine
Özlem buram buram, hatta bulgur hediğine,
Bozuma gidilen bağlara selam olsun.

Yaşgış göğcesi denir bir garip çalı vardı.
Baharda çiçek açar dikensiz dalı vardı.
Yoklukta eşittik zahar kimin ne halı vardı.
Artmak çatabildiğimiz çağlara selam olsun.

Koyunla kuzusunu, homukan muzusunu
Karabaşı kangalını uyuz tazısını,
Kayabaşını, düdeğini, kıraç yazısını
ilmek ilmek işleyen tığlara selam olsun.

Yazın kurak deremiz bahar nehre dönerdi.
Gurbetçiler geldimi köyüm şehre dönerdi.
Hasım da ölse düğün dernek zehre dönerdi.
Kapısına varılan kağ’lara selam olsun.

Kizilbayirda kirlenip köyönünde çimdik.
Sümüklü yamalikli hepimiz o biçimdik.
Şimdi burnumuz büyüdü, eskiden kimdik.
Yanakta kerme,saçta tuğlara selam olsun.

Kalan çaresiz amma sorsan gidende haklı.
Hepimizin içinde bir uhde, gizli saklı.
Kalaydim ensede; kirimle, paslı pasaklı.
Biz hasretlerle piştik, çiğlere selam olsun.

Dem vurmak isterdim eski yeni herkesten
Rahmetli lök gadirden yaşayan çerkesten.
Avşar köylü dirmitten dikrondan serkisten...
Derinlere daldık, sığlara selam olsun.

Nenelik araboluğu, nerde alim pınarı.
Ötesi Toroslar, berisi zamantının kenarı.
Unuttunuz mu cafarın Ali namlı çınarı.
Kırık kola sardığı bağlara selam olsun.

Sıralı dükkanlar, ortası kerpiç dolmadan.
Avuçlar nasır, parmakçaksız arpa yolmadan.
Güz tandırı yetişirmi dut yaprağı solmadan
Bazlamalardan tüten buğlara selam olsun.

Ne ara bıktık gıttırdan, çelikten, çomaktan.
Sabahlara kadar sokaklarda oynamaktan.
Farsağın heybesinde ceviz, nane, sumaktan,
Katırlara yüklediği mağlara selam olsun

Ecdad; hem alim, hem kılıçlı'ydı,gurur veren
Nebi hoca vardı, gönüllere sürur veren.
Merhum Hacı Bulut; silkelenip şuur veren.
Cümle reislere, otağlara selam olsun.

Kış gelince bocci yapardık uzun mesesi
Tıs, teneke, kükü çocukluğumun neşesi
Yağmur gelirken yuvaklardan çıkan o sesi
Taa yüreğinde duyanlara selam olsun.

Bu hasret varya adamı şair eder şair.
Yaz yaz dinmiyor özlem ve sılaya dair.
Bacı gardaş, dayı dezze bibi vesair.
Kendinden bir şey bulanlara selam olsun.

Bu kadar selam ettik, ya selam alamazsak.
Gurbet cana tak edip bir soluk kalamazsak.
Sevdamız lafta kalıp sevgiliye varamazsak.
Vuslatsa mezarlıkta doğ'lara selam olsun.

Selam olsun; unuttuğum, encüğünden cüncüğüne
Colisinin, püsüsünün erkeğinden kancığına
Ayaz kavruğu yüzlerin iki yancığına
Öpücük konduranlara selam olsun...