İstanbul, kapris yapar, nazlanır İstanbul
Cilveyi sever, oynaşmaktan hazlanır İstanbul
Kışın kardan beyaza bürünür
Soğuğu üşütür, yolları buzlanır İstanbul
Unutamıyorum
Kirpiklerin, hançer oldu bağrıma
Gülmedin yüzüme, bakmadın çağrıma,
İnan hiç bir şey gitmiyor da ağrıma
Mahzun bakışını unutamıyorum.
Hayallerimin şehri yedi tepeli İstanbul
Boğazında kolyesi, dokuz küpeli İstanbul
Buseler tat vermez oldu, seni öpeli İstanbul
Ah İstanbul, yaşa bizi, yaşat bizi İstanbul
Çepeçevre sar, sımsıkı kuşat bizi İstanbul
Boğazınla, tarihinle sen en güzelisin
Asaletin, ebede giden ezelisin
Sonsuzluk yolunda benimle yürümelisin
Nadide bir gerdanlıksın, Anadolu bağrında
Tiryakilik verir insana suyun, havan
Bir sabah vakti, henüz çok erken
Aç kapıyı ansızın, geldim sana de
Mehtap yıldızlara veda ederken
Aç kapıyı ansızın, geldim sana de
Geldim sana de işte koşa koşa
1.
Aşk sana derir, aşkın en asili sende
Ruhuma çizdim seni, en güzel desende
Âşık bana denir, aşkın en asili bende
Vazgeçmem senden, bırak beni desen de
2.
Senin için yazılmış en güzel destanlar,
Sana feda olmuş, en tatlı canlar,
Görmeyen, yaşamayan ne bilsin seni,
Bunu ancak, seni tanıyanlar anlar.
Duygularım gelse dile
Hemen verirler beni ele
Sana söyleyemesem bile
İnan seni çok seviyorum
Sevgi ebedidir, saygı kutsal
İstersen sev yıllar boyu
Sanma ki aşk kapıda bekler
Ne kıdemlisi ne toyu
Sanma ki aşk kapıda bekler
Çalar kapıyı bir kez kaçar
Atlı yiğitler zaferden zafere koşturur
Mehteran bölüğü, seferden sefere coşturur
İstanbul, bizimle ezelden ebede hoş durur
Ey ceddim gayrı kendine başka bir turan bul
Kızılelmayı bağrında saklıyor aziz İstanbul
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!