Sekerât Sarhoşluğu Şiiri - Hadi Kuranlıoğlu

Hadi Kuranlıoğlu
102

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Sekerât Sarhoşluğu

Bir sekerât sarhoşluğu esiyor Hamsin rüzgarlarının kulakları çınlatan sesinde.
Horasan’dan Yemen’e ne varsa maziden kalan toz, toprak, kum toplamış gelmiş eteklerinde.

Keskin akılların gözlerine vuruyor kum taneleri, yüce bir aşığın bir gülle kırılmış kalbinde bağdaş kurmuş “Üçler..”
“Haydar”ın nefesinde yeniden şekil alır, sekir halindeki insan-ı kamiller..

Saydılar günü, dünü, yarını; dizdiler ellerindeki tesbihe, “Pir” üfledi canından, belirdi Abdallar kırklar divanında, ellerinde sazlar, dillerinde niyazlar, yıkıldı bütün mecazlar, ayıldı baygınlar, vardılar hakikate..

Zaman kayboldu muazzam bir vecdin derununda; geride ne dünler kaldı, ne bugünler, ne yarınlar..
Mevhumdan sıyrılan hayalimde Mesih’e kucak açar Meryem’ler..
Diz çöktü kimsesiz bir dervişin önünde, devirlere meydan okuyan âli devletler.

Akıllarını, kalplerini, vicdanlarını, tenlerini, terlerini süzdüler, damıttılar testisine irfanın; aşk şarabına dönüştü kırık kalplerin hüzünleri, “iç dediler” mecnunlar, içtim kana kana, kandım deryasına ihsanın..
Uyandım bağrında ölüme yakın sanılan, doğuma gebe bir sekerâtın..

Daha icad edilmemişti akıl, kainat yoğrulurken kırık bir kalbin ışıltısında.
Dünya kalem kalem döküldü varlık alemine, aşk mektuplarını saran sonsuzluğun zarfında..

Geceler şafakları, aşklar ayrılığı, ölümler sonsuzluğu çağırdı, zarflar açıldı: mektuplar ortalığa saçıldı.
Eos, kalbimden söküp aldı her şafak vakti geceleri aydınlatan ışıltısını, dilinde lanetli bir dua; Tithonos’a aşıladı sonsuzluk belasını, herkese yakın, her şeye yakın, gençliği olmayan ölümsüz bir beddua.
Aşkın belasına düçar olmuşsa yaşamak zorundadır artık bu uğurda.

Evet, Bu Uğurda:

Meryem gülümser ihtişamlı duruşuyla ölümlere..
Yükselir “Hay” ismiyle açılan kapıdan kendini bekleyen göklere..
Bir can bırakmış kendinden, bir can ki can üfler, can kokusuna muhtaç ölülere..

Okudum İsa’nın asrı, asırları saran yeminini..
Anladım tek kalemde senden bahsettiğini..

Açtım kelimelerden müteşekkil hazineni, nazarım değdi ölüm uykuna, cezam mecaz aleminde çarmıha gerilmek..
Ahasverus gibi kıyamete kadar çatlaya çatlaya gezmek..

Sekerâttan Önce:

Ashvins’in beyaz ve sarı atları şifa getirmek üzere kalktılar şaha.
Dört yönden, dört koldan, dört devirden topladılar mahsun kalmış gönüllerin doğum sancısını dindirecek olan kutlu tılsımı..
Yeni doğan bir bebeğin bakışları kadar masumca dirildi, çarmıha gerilen bedenim senin kucağında, dindirdiler sekerâta girmeden asırlık yasımı..

Doğuma Yakın:

Mecaz aleminden geçerken, aşkın resmini kazıyorlardı nehirlere periler, kabarcık kabarcıktı kalpler, her kabarcıkta bir başka aşk ve her aşkta senden hüzmeler..
Akıyordu nehirler yalnız bıraktığın yatağına, doğmadan iz bırakıyordu beşiğine benliğimden zerreler..
Tesirim değildi seni derininden sarsan, doğmamış olan varlığımdı; ölüme yakın sandığın sekerâtım, umut umut kaskatı kalmış kalbini sekinelerle müjdeler.

İşaret parmağımla dokunuyorum yaşanmışlık adına ne varsa sende.
Doğumumun kutlu zaferleri saklı, baş dönmelerinde.
Beşiğimi hazırla, Züleyha’nın yırttığı gömlekten olsun kundağım..
İnsanlığa adadığın mukaddes mutluluktan nasiplensin dudağım..
Senden geriye, senden öteye, senden kalan, senden kopan ne varsa olsun adağım..

Doğumdan sonra:

Kara kışlar, baharlara tebessüm edecek, eriyip gidecek kırık kalplerin niyazlarında..
Kasımpatılar, nergisler, papatyalar, güller karanfiller açacak zaferlerin ışıldayan şafaklarında..
Üçler, “bitti çilen, al kalbini ellerimizden, vursun tellerine sazların Abdallar, Pir dergahından ayrılıp selam dursun sana” diyecekler, aydınlığın mührü dövülürken karanlığın bağrında..
Ölüme yakın sekerâtlar, uyanacaklar ansızın mukaddes doğumların yataklarında..

Hadi Kuranlıoğlu
Kayıt Tarihi : 26.10.2024 16:40:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Ömür geçiyor. Bir gölge gibi geçip gidiyoruz dünyadan, düşe kalka. Her şey geçer.. Hayat bizi iyileştirir. Şafi olana sığın yeter. Fanilik dünyasında sararan tabiat gibi varlık solar, her şey geçer. Güzellik kalır, iyilik kalır, merhamet kalır, dostluk ve muhabbet kalır. Bu dünyada hakikatte uğruna yaşanmaya değer olan ne ise, o kalır. Her şey geçer.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!