Şehrin Kıyılarında - V

Korday kasabası
Kazakların
Kırgızistan'a açılan sınır kapısı...
Başkentle dayı yeğen olur
Hani neredeyse
Bişkek'ten seslenseler
Korday'dan duyulur.

Bu kadar yakındır yakın olmasına da
Şu an bizim için
Pek öyle görünmüyor
En azından pasaportumuzu inceleyen
Gümrük polisinin bakışları
Böyle söylüyor.

İnceleme uzayıp da bakışlar hainleştikçe
Gerildikçe geriliyoruz
'Sorun nedir acaba, memur kardeş? '
Diye aşağıdan dalmayı deniyoruz.

Çıkış hakkımızı daha önce kullanmışız
Ülke dışına çıkamazmışız!

Ne zaman kullandık bu hakkımızı?
Vay anasını sayın seyirciler
Yine golü yiyoruz!
'İyi o zaman be kardeş
Verin pasaportumuzu
Biz Almatı'ya geri dönüyoruz.'

Altın dişli gümrük polisi
'Anan güzel mi' bakışıyla
Oturmamız için yer gösteriyor
Korday polisine haber verilmiş
Gelip olaya el koyması bekleniyor!

Suçumuz
Resmi makamları yanıltmak
Hileyle sınır dışına çıkma girişiminde bulunmak...

Haydaaa! ... (Bre efem, tek ayak üstünde yaylan.)
Biz ne halt etmişiz böyle lan!

Biraz sonra ekip otosu geliyor
İfadeler alınıyor
Tutanak tutuluyor, imzalar atılıyor
Ve Korday polisi açıklıyor:
'Yarın mahkemeye çıkıyorsunuz
Bu gece bizim konuğumuzsunuz.'

Elveda Bişkek!

Son tahlilde polisin elindeyiz
Bu gece nezarethanedeyiz
'Sizdin konak üyiniz
Tünde sovık bola mı? ' (1)
Polis, sorumuza gülüyor
'Jook,' diyor
'Erkaşan köp ıstık boladı.' (2)

Biraz sonra
Niçin güldüğünü anlıyoruz
Arabayla kendisini izlememizi söylüyor
Bir pansiyonun önünde
Arka arkaya duruyoruz
Pansiyoncu kadınla konuşmalar
Fiskoslar
Ardından bize bir selam sarkıtıyor
'Da zaftra...' (3) deyip
Çekip gidiyor...

Akşama kadar kasabanın içinde
Sersem sepet dönüp duruyoruz
Gidecek bir yer yok
Mart soğuğu acımasız
Her solukta buhar üflüyoruz.

Bu kasabanın akşamları
Her zaman böyle midir?
Böyle ıssız, tenha
Böyle tepeden tırnağa
Kedere bulanmış...
Ve hep böyle
Kasvet kokan kafelerde
Her iç çekmenin ardından
Bir kadeh votka mı devrilir?

Pansiyondaki odamız
Cam ardında buz
Yorgan üstü yorgan para etmiyor
Sabahı zor ediyoruz.

Puslu bir Korday sabahında
Merdivenleri aşınmış Adliye Konağı'nın
Doğuya bakan ikinci katında
Yaşlı bir Rus yargıç
Suçumuza ceza biçiyor:
'Vaş şıtraf pet tisıç tenge! ' (4)

Hiç itiraza kalkmadan
Kuzu kuzu cezamızı ödüyoruz
Elimize tutuşturulan pasaportumuzla
Özlem gideriyoruz
Ve bir kez olsun arkamıza bakmadan
Korday'dan kaçar gibi
Yollarda uçar gibi
Ver elini Almatı diyoruz.

('Almatı Ey Almatı' adlı dosyadan)

(1) Nezarethane gece soğuk olur mu? (Kazakça)
(2) Hayır, her zaman çok sıcaktır. (Kazakça)
(3) Yarın görüşmek üzere... (Rusça)
(4) Cezanız beş bin tenge. (Rusça)