Biz şehrin ilk yanan lambalarıydık
Usulca gökkuşağı emerdi tenimiz
Küçülen gözbebeklerimizin büyülü ışıltılarıyla
Doğardı güneş
Yıllar uslanmaz, çılgın
Göğsümüzün solunda sızı
Gömleğimizin iliklerine takılmış
Bir kaç yeşil çimle
Koşmak tutkusuyla hayata bağlı.
Biz şehrin ilk yanan lambalarıydık
Çıkmaz sokakların adımlarında ürkek
Avuçlarımda iradem dışı sıkıverdiğim
Beş parmak yumuşaklığı kalbime ulaşırdı
Biz şehrin ilk yanan lambalarıydık
Gülhane’de gitar konçertosu dinlerdik
Tırnaklar tellere âşık,
Sarayburnu’na koşar yosun çiğnerdik
Dudaklarımızda henüz dağılan sisin ıslaklığı
Bakışlarımızı Boğaz’a dikerdik
Yaslanmış ipek başla göğsümü ısıtır
O, Kız Kulesi’nden el sallayan çocuklarını okşardı
Martılar hüzünlü şarkılar söyler
Konserin dalgalara dokunduğu yerde ağlardık
Biz şehrin ilk yanan lambalarıydık
Göz yuvalarımıza yapışan bulutlar eşliğinde
Fındıkzade’nin sıradan bir sokağına dalardık gizemle
Kuyruksallayan başıboş köpekler adres sorardı
Güneş sıcağından ürperen tüylerimiz dikelir
Işık korkusuyla apartmana koşar,
Yorgan altında saklanırdık
Geceye değin gizli rüyalar dileyerek uyur
Şehrin ilk yanan lambaları olmayı beklerdik.
Kayıt Tarihi : 19.6.2010 01:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!