Şehrin alnında bir veda çizgisi

İlyas Kaplan
1283

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Şehrin alnında bir veda çizgisi

dünya gurbetinin sessiz çığlığı benim
sınana sınana fırtınaya tutulmuş kalbe
dünya ötesi bir bakış tesellisiyim
kaç kalbe kan diye damladı hayalim
kaç ayrılığın ateşine köz düşürdü terk edilmişliğim

deniz feneri olmuşum bir kere
beni buraya dikenler
kendi yalnızlıklarını görüyorlar mı acaba
boranların tokatlarına direnmek üzere
yapayalnız bırakanlar beni
yüreklerinin dünya fırtınalarında
oraya buraya savrulduğunu fark ediyorlar mı

bildiğin gibi değil
gözüm yok ama gözü olanların ışığıyım
gönle ışık düşürenlerin gölgesi say beni
kayıplar çölünde vaha bil
evden kaçmışları sevindiren
soluk sarı renkli sokak lambası gör
köşesi yanmış bir kağıda
unutmaların simgesi diye yaz adımı

deniz feneri olmuşum bir kere
ümitsize göz kırpan
ufuklara fısıldayan
çaresize şevk veren
uykusuza rüyalar sunan

seni düşünen var bak işte diye
sarıp sarmalayan nefes
yalnız değilsin fısıltısı
sessiz, aheste gidenin
kalan duymasın diye içine attığı hıçkırık
yarım hecelik besteyim

o yerde duruyorum hala
can kulağın varsa
iç sesini duyunca yıkılmaktan korkmuyorsan
aynamda yüzünü görünce utanmayacaksan
gel dinle beni

unutulmaya terk edilmiş eski limanları
rüzgarlı tepeleri
hüzünlü yağmur şıpırtılarını
için için yanan
dön çığlıklarını ninniliyorum

ben olmasam eksik kalır telde en içli nota
ben görünmesem
yüzüne gamze düşmez sevgililerin
bekliyorum
kalbin vuruşlarına son noktayı koymak için
kesik bir nefes gibi
kederli hasretlerin közlü akışlarını
kıyılara kazımak düşmüş nasibime
deniz feneri olmuşum bir kere

şehrin alnında bir veda çizgisi
ümidin eğilişi köpüklü kıyılara
mavinin yeniden dirileceğinin belgesi
fırtınaların durulacağını söyleyen haberim ben
ak köpüklü sevdaların
hiç bitmeyeceğine dair yemin üstüne yeminim

insanın kadim arayışının nişanesiyim
karaların son ucunda deniz sesiyim
okyanusların yüreğine vuran kıyı nefhasıyım
soğuk fırtınaların gözünde sükunet limanıyım
ümit şavkı olsun diye yorgunluklara
kurtuluş aydınlığı sunarım tükenmişlere

deniz feneri olmuşum bir kere
ıssız kıyıların kıvrımlarına çentiklenmiş
soru işaretiyim
dönmemek üzere gidenlerin
dönmek için utana sıkıla aradığı
kıvılcımının elçisi
utangaç özleyişlerin kırık sesi

gururuna yenilmiş
hicranlı bekleyişlerin acılı inleyişi
bakma öyle çok ışıklı olduğuma
körüm ben
kör olduğunu bile göremeyecek bir kör
deniz feneri

deniz feneri olmuşum bir kere
soğuk uzaklıkların
aşina yakasından tutuyorum sessizce
kederli hasretlerin avuç içlerine
köz düşürüyorum ince ince

kara ile denizin dudakları arasında
tekrarlanan bir bilmeceyim işte
belki bir yolcunun arayıp durduğu
bir türlü bulamadığı son geceyim

deniz feneri olmuşum bir kere
gösteriyorum, göremiyorum
beni görüp de kirpik uçlarına kadar taşan
o eşsiz sevinçleri göremiyorum
sen görmüş olmalısın
kalbinin kıyısına ara sıra vurmuştur
o huzurun sıcacık ateşi

soğuk ve karanlık şu dünya gecesinde
sevdalarını tutuşturan
sevinçlerini alevlendiren
dönüş yolunu seslendiren
anestu nara müjdesinin ışıklı sesi

deniz feneri olmuşum bir kere
hırçın dalgaların arkadaşı
koyu gecelerin saklambacı
yalnızların yoldaşı
dolunayın sırdaşı
uzun bekleyişlerin aydınlık köşe başı
kederli özleyişlerin tatlı sarmaşığı
yolunu kaybetmişlerin kardeşiyim ben

redfer

İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 22.3.2025 05:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!