ŞEHRİ YAR
Zaman çarkı çok çabuk öğütüyor zamanı
aklımıza çakılı mıh gibi, çocukluğumuz
ve yılların tozlu raflarında saklı kalanlar...
Ey çocukluğumun şehr-i diyarı
Ey gönlümün nadide sultanı
Ey zümrüt yeşili bağlarında koşup, oynadığım şehr-i yar
Yüzüne bakmaya kıyamadığım, peşinden az koşmadığım nere de o yar
Her gün batımında, başını diker Süphan
yine dorukların karlı, yine başın dumanlı
yine silüetini gizler mehtap
hangi günlerin kızıllığını haykırır gece
bir martı kanadı yürek
sesiz çığlıklarıma ses düşer
aklıma hasret, aklıma özlem düşer
bir kuş konar yanımda ki ağaca
kim bilir aklına ne dertler düşer
Kah bir balık olurum Tamara'nın koynunda
kim bilir kaçıncı kez yazılır İlyada destanı
Kah çoban yüregime, kaçıncı kez Poseydon'un gazabı düşer
hangi Turuva atına binip de gitmişti Helen
hangi deli tayların yelesinde rüzğar
Ey güneşin çobanı gecede ne işin var
Söyle senin yerine, güneşi kim toplar
Sen özgün dünyanın nazlı dilberi
bilinmez bu neyin seferi
nasırlıydı, tütün kokan ellerim
anlımda terim, ekmeğim
Biz şafakların çocukları
Biz yokluğunun neferi...
Bülent Baysal
(Resim.. Van- Reşadiye)
Bülent BaysalKayıt Tarihi : 24.1.2023 14:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!