ŞEHİT ŞİİRLERİ

ŞEHİT ŞİİRLERİ

Samettin Şenkaya

Nice şehit verdik “Gabar Dağı’nda”
Hepsi de hayatının baharında
Daha on sekiz, on dokuz yaşında
Gabar dağları; yiğitler diyarı
Mehmetçik orada destanlar yazdı.

Toprağı; şehit kanı vatan eder
..

Devamını Oku
Refik Kutlu Kul Refikî



Şehit Osman

Duydun mu gardaş asker Osman ı
Tüfek omzunda dağlar aslanı
Daha dermediydi bağı bostanı
..

Devamını Oku
Ilyas Sener

CEPEDEN MEKTUP VAR

Canım anam belki de bu sana son mektubum
Bu mektubu sana kurşunların, yağmur gibi yağdığı cepheden yazıyorum
Az önce bir arkadaşım şehit oldu kollarımda.
Ölmeden önce selam söyle anneme, Sakın ağlamasın vatan sağ olsun dedi.
Annemde bilir ya şehitler ölmez, Sakın çocuklarım boynu bükük ağlamasınlar.
..

Devamını Oku
Sinan Gündoğ

Bizim gönlümüzün neşesiydin sen,
Kalbimizin ta baş köşesiydin sen,
Kalbine saplanan bir kurşun yüzünden,
Bizleri perişan edişin kaldı.

Kor gibi yakıp gittin sen bizi,
Ateş olup dağladın ciğerimizi,
..

Devamını Oku
Yusuf Çolak

Şehit düşmek,
Bir uçurum kadar yüksek,
Bir düş kadar yakın.
Ne düşmek ister,
Ne de düşlememek.

Binlerce defa şehit düştük,
..

Devamını Oku
Bekir Sami Ünsal

’’SUNGURLU’LU Şehit Bülent YOLLU’NUN aziz hatırasına.

CAN VERENLERİZ

Dış güçler ve oyunlar… Cinayetler
Kirli pazarlıklar ve ihanetler…
Hezeyanlar! Hepsi boşa gayretler
..

Devamını Oku
Ilyas Sener

VATAN İÇİN

Vatan için vatan için
Canım feda bayrak için
Bir kez değil bin kez olsun
Ölürüm ben toprak için
Söz verdim ben anama
..

Devamını Oku
Özcan Öztürk

Pusu kurup masum öldüren,
Allah'tan korkmaz,
Kuldan utanmaz terörist.
Masum olduğunu söylüyorsan,
Ne işin var dağda, bayırda.

Namertlikle yapacağın, bir kaç tane şehit,
..

Devamını Oku
Zafer Tuğrul

Vatani bir görevdir askerlik,
Hiç farketmez; çavuşluk,onbaşılık,erlik
Neredesin bre berber
Azcık acele et askerlik beni bekler

Ben şehit olursam ağlama anam
Ben sana kıyamam
..

Devamını Oku
Hüseyin Durmuş54

Sevgili dostlarım, son günlerde Ankara toz duman olmuş, ortalık mahalle çocuklarının bile aklına gelmeyen ukalaca konuşmalar, hakaretler, ithamlar ile çalkalanıp duruyor. Ne acıdır ki bu konuşmaları, davranışları yapanlar bu ülkeyi yönetenler ile yönetmeye aday iken muhalefette kalmak durumunda kalan siyasiler. Aslında bu yapılan “Siyasi açılım” konusuna inanın değinmek bile istemiyorum. Ancak bir konu var ki söylemek zorundayım. Ulusun varlığının ve devamının bekası durumundaki Türk Ordusuna yapılan haksız eleştiri ve yaklaşımlar. İşlerine gelince askeri göreve çağırırlar, işlerine gelmeyince böyle demeç ve bildirimi olur diye yaygara koparırlar. Üstelik bu yaygaralarını da siyasi özgürlük ve düşünce özgürlüğünü ayırt edemeyen siyasiler ile sözüm ona yazar ve üniversitede öğretim görevlisi sözüm ona prof. larca yapılmaktadır. Ben bunlarla başınızı ağrıtmak istemiyorum. Sizler görsel ve yazınsal basından zaten izliyorsunuz.
Sevgili dostlarım, dünyada o kadar çok hızlı teknolojik ve siyasal yapı değişimi olmaktadır ki bu değişime insanlar çoğu zaman ayak uyduramıyorlar. Devletleri meydana getiren uluslar; çıkarlarını gözeterek yeni oluşumları meydana getirmekte ve ortak çıkarları doğrultusunda da olsa kendilerinin ULUS (DEVLET) olma özelliğinden kesinlikle ödün vermemektedirler. Kendi ulus çıkarlarını ön planda tutarak çalışmalarını yürütmektedirler. Gerekirse bulunmuş oldukları bu kuruluşlardan kendi çıkar ve ulus olma özelliklerini korumak için bulundukları kuruluşu terk etme ve ayrılmayı gündeme getirmektedirler. Kendilerinin istemedikleri bir başka devleti içlerine almada büyük bir zorluk çıkarmaktadırlar.
Avrupa Ortak Pazar Ülkeleri; ilk önce kendilerinin devlet ve ulus olma özelliklerini koruma altına almışlardır. Daha sonra ise bu kuruluşa katılan ülkeler ekonomik çıkarları doğrultusunda siyasi yapısını zedelemeyecek biçimde ortak çalışmalar yapmaktadırlar. Türk Ulusu olarak bizler de bu topluluğa üye olmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Ama bizim gibi eş zamanda üye olmak için başvuruda bulunan devletlerle aramızda bir fark oluşmakta ve onlara göre daha zahmetli bir girişimiz olacağa benzemektedir.
Ortak Pazar Ülkelerinin oluşturmuş olduğu bu kuruluşun dışında da yine; IMF, OPEC, G7 gibi önemli kuruluşlarda vardır. Bu kuruluşlarda da yine ilk önce ekonomik çıkar ve ulus olma özelliklerini yitirmeden ortak çalışmalar yürütmektedirler. Aslında ben sizlere bu kuruluşlardan bahsetmeyi bile düşünmüyorum. Benim asıl üzerinde durmak istediğim büyük zaferin bizlere neler düşündürmesi gerektiğidir. 22.Ağustos.1922 de başlayan, 26.Ağustos.1922 tarihinde büyük bir zafere dönüşen başarıya değinmek istiyorum.
“ Hiç şüphe edilmemelidir ki; Yeni Türk devletinin, genç Türk Cumhuriyetinin temeli burada atıldı. Ebedi hayatı burada canlandırıldı. Bu sahada akan Türk kanları, bu semada sinmiş olan şehit ruhları Devlet ve Cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır. 1” Evet sevgili dostlarım. Mustafa kemal Atatürk, bu sözü ile ULUS (DEVLET) olma özelliğimizi ne güzel dile getirmektedir. Bundan 87 yıl önce Afyon / Kocatepe’de başlayan ve “ Ordular, İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri.” Sözü ile yurdun 9 Eylül 1922 de Yunan askerinin Ege Denizi’ne dökülmesi ile son bulmuştur. Daha sonra ise geride kalan ufak birliklerin yurdu terk etmesinin yanı sıra yurdumuzu işgal eden, İngiliz, İtalyan, Fransız askerleri birer birer terk etmişler.
Bu öyle bir zaferdir ki; Çanakkale meydan savaşını kazandığı halde müttefiklerimizin yenilmesi nedeniyle galip bir ulus masa başında mağlup ilan edilmiş ve toprakları işgale başlamıştır. Çanakkale zaferindeki Türk askerinin başarısını hemen unutan itilaf devletleri bu seferine Anadolu topraklarında hak ettikleri ikinci yenilgiyi bir daha tatmış ve koşulsuz olarak topraklarımızdan ayrılmışlardır. Bu önemli zaferin yıl dönümünü kutluyoruz şu sıralar sevgili dostlarım. Ama benim üzüldüğüm bir tarafı var bu zaferin. Bu zaferi kazandık ama bazı özel girişimlerle ki; Ermeniler dünya devletleri içerisinde bağımsızlık savaşından önce bazı göçleri kıyım olarak göstermektedir. Savaş sırasında olan kayıpları savaş kayıbı olarak değil de katliam olarak dünya uluslarına yıllardır empoze etmeye çalışıyorlar. Topraklarımızda gözü olanlar, ne yazık ki birleri dünya uluslarının önünde kötülemek için ellerinden gelen gayreti gösteriyor. Ermeniler ayrı, Yunanlılar ayrı çalışma içerisindedirler.
Anadolu’yu işgal eden Yunan ordusu 3 yıl boyunca, başta İzmir olmak üzere; Uşak, Afyon, Balıkesir, Eskişehir, Aydın, Kütahya yörelerinde köy halkını, masum kadınları, çocukları kurşuna dizmiştir. Hamile kadınlarımızın karınlarındaki ceninleri süngüleri ile çıkartırken büyük zevk almışlardır. Birçok genç kızımız ve analarımızın ırzına geçilmiştir. Bu yapılanlar elinde silah bulunmayan Anadolu insanıdır. Ama savaş döneminde aynı işlemi Ermeniler de Doğu ve kuzey doğu Karadeniz’de aynı işlemleri bizler için yapmış ve kendileri yapmamış gibi bütün yapılanları bizim üstümüze atmaktadır.
..

Devamını Oku
Şükrü Tahmaz

Eğer ölecek isem ya rabbim
Abdestli öleyim şehit düşeyim
Ve birgün gömülür iken ya rabbim
Ezanlar duyacak yere gömüleyim

Vatanın uğruna şehit düşmezsem
Canımı yok yere teslim edersem
..

Devamını Oku
Güven Tahtakıran

Bir çocuk gördüm
Sürmeli gözleri yaşla doluydu
Yanında bir gelin soluk benizli
Yüreği hasretle yasla doluydu
O sürmeli yavru yalın ayaktı
Perişan bu hali içimi yaktı
Kapkara gözleri hüzün doluydu
..

Devamını Oku
İsmet Eryılmaz

Adına çapulcu dedirtipte ellerin hizmetinde savaşırsa namerttir.
Vatanı için şehit Ayyıldıza gönül vermiş Türk oğlu asker Mehmet tir.
..

Devamını Oku
Okan Öztekin

Şeyin ne olduğunu bildiğinde çık mazlum duvarına; ağıtın kanına karışsın ki, ciğerinle beraber karış asil toprağına! Söylediklerini duy, duyururken de vur saza; Vur ki efeler ayaklansın,her pare de bi şehit versin zaferine; senin ve senden olanların söyleyemese de duyurabildiklerine... Gün olur devran döner deme devrini döndür gününü bekle; o geldiğinde dik başını aya, zaten az sonra bir nefes kadar yakınken sana,olacaksın yıldızlarda! Her parlayan bizdenmi acaba, ya da her soru işareti bizmiyiz bu sönük nemenem dünyada,sor ve cevapla! .. Dedim ya usta,ölüm geldiğinde dik başını aya; üzülme,sıra sıra geliriz yanına,ama sen dik başını! , vur sazaa vur saza....
..

Devamını Oku
Fazlı Höktem

O n binlerce asker var.Ama on üç şehit
N akşı ölmez,Çünkü onlara ölüm gelmez,

Ü stünde ve altında yatanın,Şehit topraklarının,
Ç avuşlarıydı,ne bir asker eksildi,nede şehitdi,

Ş ehit değildi,çünkü o şehitler ölümsüz bir neferdi.
..

Devamını Oku
Döne Yıldırım

Her sabah uyanırsın sıcak yatağından,
Dualarla uğurlanırsın…
Evden çıkarken, döner tekrar bakarsın
Evine, karına, çocuğuna
Akşam o mutlu yuvana çocuklarına dönmeme ihtimalin vardır…
Kadın ol, erkek ol, İster bir karakol polisi, ister emniyet müdürü
Bir kör kurşunla öldüğün zaman Adın ŞEHİTTİR…
..

Devamını Oku
Fatma Hancıoğlu

Atlayıp gemine binemedin mi
Çuha şalvarını giyemedin mi
Uykusuz imana doyamadın mı

Ağlatman anamı gine gelirim
Anamın yoluna şehit olurum

..

Devamını Oku
Hüseyin Durmuş54

Sevgili dostlarım, son günlerde Ankara toz duman olmuş, ortalık mahalle çocuklarının bile aklına gelmeyen ukalaca konuşmalar, hakaretler, ithamlar ile çalkalanıp duruyor. Ne acıdır ki bu konuşmaları, davranışları yapanlar bu ülkeyi yönetenler ile yönetmeye aday iken muhalefette kalmak durumunda kalan siyasiler. Aslında bu yapılan “Siyasi açılım” konusuna inanın değinmek bile istemiyorum. Ancak bir konu var ki söylemek zorundayım. Ulusun varlığının ve devamının bekası durumundaki Türk Ordusuna yapılan haksız eleştiri ve yaklaşımlar. İşlerine gelince askeri göreve çağırırlar, işlerine gelmeyince böyle demeç ve bildirimi olur diye yaygara koparırlar. Üstelik bu yaygaralarını da siyasi özgürlük ve düşünce özgürlüğünü ayırt edemeyen siyasiler ile sözüm ona yazar ve üniversitede öğretim görevlisi sözüm ona prof. larca yapılmaktadır. Ben bunlarla başınızı ağrıtmak istemiyorum. Sizler görsel ve yazınsal basından zaten izliyorsunuz.
Sevgili dostlarım, dünyada o kadar çok hızlı teknolojik ve siyasal yapı değişimi olmaktadır ki bu değişime insanlar çoğu zaman ayak uyduramıyorlar. Devletleri meydana getiren uluslar; çıkarlarını gözeterek yeni oluşumları meydana getirmekte ve ortak çıkarları doğrultusunda da olsa kendilerinin ULUS (DEVLET) olma özelliğinden kesinlikle ödün vermemektedirler. Kendi ulus çıkarlarını ön planda tutarak çalışmalarını yürütmektedirler. Gerekirse bulunmuş oldukları bu kuruluşlardan kendi çıkar ve ulus olma özelliklerini korumak için bulundukları kuruluşu terk etme ve ayrılmayı gündeme getirmektedirler. Kendilerinin istemedikleri bir başka devleti içlerine almada büyük bir zorluk çıkarmaktadırlar.
Avrupa Ortak Pazar Ülkeleri; ilk önce kendilerinin devlet ve ulus olma özelliklerini koruma altına almışlardır. Daha sonra ise bu kuruluşa katılan ülkeler ekonomik çıkarları doğrultusunda siyasi yapısını zedelemeyecek biçimde ortak çalışmalar yapmaktadırlar. Türk Ulusu olarak bizler de bu topluluğa üye olmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Ama bizim gibi eş zamanda üye olmak için başvuruda bulunan devletlerle aramızda bir fark oluşmakta ve onlara göre daha zahmetli bir girişimiz olacağa benzemektedir.
Ortak Pazar Ülkelerinin oluşturmuş olduğu bu kuruluşun dışında da yine; IMF, OPEC, G7 gibi önemli kuruluşlarda vardır. Bu kuruluşlarda da yine ilk önce ekonomik çıkar ve ulus olma özelliklerini yitirmeden ortak çalışmalar yürütmektedirler. Aslında ben sizlere bu kuruluşlardan bahsetmeyi bile düşünmüyorum. Benim asıl üzerinde durmak istediğim büyük zaferin bizlere neler düşündürmesi gerektiğidir. 22.Ağustos.1922 de başlayan, 26.Ağustos.1922 tarihinde büyük bir zafere dönüşen başarıya değinmek istiyorum.
“ Hiç şüphe edilmemelidir ki; Yeni Türk devletinin, genç Türk Cumhuriyetinin temeli burada atıldı. Ebedi hayatı burada canlandırıldı. Bu sahada akan Türk kanları, bu semada sinmiş olan şehit ruhları Devlet ve Cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır. 1” Evet sevgili dostlarım. Mustafa kemal Atatürk, bu sözü ile ULUS (DEVLET) olma özelliğimizi ne güzel dile getirmektedir. Bundan 87 yıl önce Afyon / Kocatepe’de başlayan ve “ Ordular, İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri.” Sözü ile yurdun 9 Eylül 1922 de Yunan askerinin Ege Denizi’ne dökülmesi ile son bulmuştur. Daha sonra ise geride kalan ufak birliklerin yurdu terk etmesinin yanı sıra yurdumuzu işgal eden, İngiliz, İtalyan, Fransız askerleri birer birer terk etmişler.
Bu öyle bir zaferdir ki; Çanakkale meydan savaşını kazandığı halde müttefiklerimizin yenilmesi nedeniyle galip bir ulus masa başında mağlup ilan edilmiş ve toprakları işgale başlamıştır. Çanakkale zaferindeki Türk askerinin başarısını hemen unutan itilaf devletleri bu seferine Anadolu topraklarında hak ettikleri ikinci yenilgiyi bir daha tatmış ve koşulsuz olarak topraklarımızdan ayrılmışlardır. Bu önemli zaferin yıl dönümünü kutluyoruz şu sıralar sevgili dostlarım. Ama benim üzüldüğüm bir tarafı var bu zaferin. Bu zaferi kazandık ama bazı özel girişimlerle ki; Ermeniler dünya devletleri içerisinde bağımsızlık savaşından önce bazı göçleri kıyım olarak göstermektedir. Savaş sırasında olan kayıpları savaş kayıbı olarak değil de katliam olarak dünya uluslarına yıllardır empoze etmeye çalışıyorlar. Topraklarımızda gözü olanlar, ne yazık ki birleri dünya uluslarının önünde kötülemek için ellerinden gelen gayreti gösteriyor. Ermeniler ayrı, Yunanlılar ayrı çalışma içerisindedirler.
Anadolu’yu işgal eden Yunan ordusu 3 yıl boyunca, başta İzmir olmak üzere; Uşak, Afyon, Balıkesir, Eskişehir, Aydın, Kütahya yörelerinde köy halkını, masum kadınları, çocukları kurşuna dizmiştir. Hamile kadınlarımızın karınlarındaki ceninleri süngüleri ile çıkartırken büyük zevk almışlardır. Birçok genç kızımız ve analarımızın ırzına geçilmiştir. Bu yapılanlar elinde silah bulunmayan Anadolu insanıdır. Ama savaş döneminde aynı işlemi Ermeniler de Doğu ve kuzey doğu Karadeniz’de aynı işlemleri bizler için yapmış ve kendileri yapmamış gibi bütün yapılanları bizim üstümüze atmaktadır.
..

Devamını Oku
Hidayet Doğan Osmanoğlu

Millet için nöbet tutar gaziler,
Ayağı bacağı kopmuş gaziler,
Şimdi hastanede durmaz iniler,
Devlete millete dua ederler.

Patlatır mayını yanar askerler,
Ölenler şehittir kalan gaziler,
..

Devamını Oku
Nazmi Yabangülü

Hava bulutlu yağmur yagıyor
Vuruldum anne yaram kanıyor
şehit oluyorum şehit anne
Bundan büyük gururmu var

Bayragım göklerde kalsın
Silahımı kardeşim alsın
..

Devamını Oku