ŞEHİT KANPANYASI
Gezegenin boş köşesinde boş bir vatan parçası, bir boşbakan vardı. Zamanla doldu boş vatan.
Boş vatanın, boş vatandaşı boş. İş güç yok. Umut yok. Umut öğretilmemişti her birine. Paylaşım yok, paylaşımın sevinç çığlıkları yok. Neyi paylaşacaklardı bedenlerinden gayrı. Üretim neydi, paylaşım neydi acaba? Öğretilmemişti.
Boş vatanın boş vatandaşına bir oyun öğretildi, adı; ‘’Savaş’’ Silahı ilk eline kapan öldürüyordu ilk önüne geleni. Öldüren bir kez tattı mı öldürme zevkinin tiryakisi oluyordu öldürmenin. Ölenin ikinci kez tatma şansı yoktu ölümün zevkini. Sırası gelen deniyordu, tadıyordu ölümün tadını.
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.