Şehir Hayatı Şiiri - Abbas Paksoy

Abbas Paksoy
802

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Şehir Hayatı

Kapı komşumuzdan, başlayalım işe.
Sesi duyuluyor, oturunca çişe.
İnanın hayret ettim, ben bu gidişe.
Gelip, hatırını sormazlar şehirde.

Bir bakkalımız var, hemen yanımızda.
Eli cebimizde, gözü kanımızda,
Pantol gitti, şimdi sıra donumuzda.
Elinde bıçak, fırsat bulsa atacak.

Fırıncı, pişmeden çıkarır, ekmeği.
Ustasından öğrenmiş, sokup çekmeyi.
Fareli undan, bezi'leri dökmeyi.
Bayağı, bir marifet sayar kendine.

Tüpün biter, yemek kalırsa ocakta.
Vallahi, hiç dermanın kalmaz bacakta.
Ben acıktım diye, ağlarsa çocukta.
Eğer paran yoksa, telaş düşer başa.

Suyun parasını, git vaktinde yatır.
Belediye, ne gönül dinler, ne hatır.
İstersen çim, istersen kafanı batır.
Düşen, bir damla su bile parasıyla.

Ceryan da, tepende güneş gibi yanar.
Çoluk çocuk, beleşe yanıyor sanar.
Borcunu ödeme de, gör nasıl söner.
Kanunu var, yasası var, be kardeşim.


Telefon, konuşmasan bilene yazar.
Abonman, taksiti planını bozar.
Avrat herife, herif avrada kızar.
Alo'ya gider, günlük ekmek parası.

Berberin, varıp otursan koltuğuna
Hiç bakmaz, şaçı'nın pisine tozuna.
Batırır makası, enseyin ırzına.
Gözü ucuyla, takip eder parayı.


Ya ayakkabı satana, ne demeli.
Sözleri yumşak, dili dokuz memeli.
Olmayan parayı, çarpmaktır emeli.
Kötü malı sokmaz, kapıdan içeri.

Saraçta, elinden düşürmez kör piz'i.
Hemi eli oynar, hemi de boş diz'i.
Karşıdan görünüyor, dikişin izi.
Kurtarmıyor abi be, beş daha ver der.

Konfeksiyon diye, bir yer var sormayın.
Vallahi varıp, kapısına durmayın.
Alamazsınız, boşa hayal kurmayın.
Bizim eşeğin, çulu da moda olmuş.

Ayda bir dolanıp varsan kasap'a.
Bıçağı kör olur, sarılır masat'a.
Kemiği doldurup, getirir hesaba.
Ne haşlama olur, ne benzer kebaba.

Bulgurluğu, götürsen değirmenciye,
Bulgurluk un olur, istersen bir dene,
Allah aşkına, bu böyle nedir kine,
Parasını almadan, vermez torbanı.

Bazen işin düşer, at arabacıya.
Pazarlığı yapmadınsa, bak sancıya.
Cebine takar, çelikten bir kancıya.
Hiç çaresi yok, alacak dediğini.

Şu beğenmediğin, kurnaz hamal var ya.
Laf taşımak için, yetişmiş bir kurya.
Paraya doymaz, gören gözleri kör ya.
Boynunu bükerekten, yolar cebini.

Lokantacıyı, unuttuğumu sanma.
Köşedeki, dürümcüye gidip kanma.
Kavurmacının, adını bile anma.
Afiyet olsun, gene buyur der onlar.

Eğer çarpıldınsa, pazarlamacıya.
Anlat'da, sahtekarları, millet duya.
Yada sus konuşma, verme bozuntuya
Varsın gitsin, bu sana bir akıl olsun.

Sakın kısa yolda, binme otobüse.
Muavine sorsan, pahalıdır diye.
Çıkarıp hemencik gösterir listiye.
Boşa uğraşma, vereceksin parayı.

Eh iyi kötü aldın, biraz arsayı.
Usta alacak, kendine düşen payı.
Senin cepten, çıkacak yemeği, çayı.
Bitirmez işini, bulmuş avantayı,

Çimento torba ile, demir gramla.
Kazığı yersin, bilinmedik kuramla.
Bayiilerin işi de, günlük zamla.
Bugün vermezsen, yarın katlar ikiye.

Kapıdan girsen, demir doğramacıya,
Gözünü kaynak almadan, çekil kıya,
Parasını çıkartta, gözüne daya,
Sen gım, gım edersen, o bilir işini.

Karo fayans, satanın işi bir başka,
Malları sergileyip, getirir aşka.
Ucuzundan alırsan, hep olur laşka.
Alda iyisini, çekme kaygısını.

Marangoza varsan, tuzağı tam kazar.
Senin işin biter der, gelecek Pazar.
Hesabını alıp bitirir, azar azar.
Para gitti gayrı, peşinden koştur dur.

Camcıya geldi, kazık atma sırası.
Kırıklarında, bizden çıkar parası.
İşte orasıdır, kazığın yarası.
Camı aldık, kırık kaldı anlamadım

Taşınmak için, nakliyata varırsan.
Fiyat söyleyince, bağrına vurursun.
Orda acı acı, terleyip solursun.
Ver parayı, git yoluna, işin bitsin.

Evim var diye, sakın verme kiraya.
Tenezzül etme, üç beş kuruşa paraya.
Evden çıkarken, dönderir harabeye.
Nerde kaldı, karın söylesene bana.

Galericilerin, yeminleri peşin,
Lastik süner amma, asla sünmez meşin.
Hiç aşağı vermez, sen ha bire deşin.
Vallahi kârım yok, aldığım gibi der.

Pazarlık yok, petrolcünün kârı belli.
Eğer ki otomatik, yazdıysa elli.
Parayı ödemeden, kontağın dilli,
Al gülüm ver gülüm, onun işi böyle.

Arabanı götürsen, bir tamirciye,
Bir de fırça atar, öldürmüşsün diye.
Koşup tamirciye, gidiyoruz niye.
Sök at eskiyi, tak yeni, al parayı.

Kuyumcuyla, dövizcinin işi aynı,
Vallahi dinlemez, enişte kayını.
Alır-satar, peşin alır, o payını.
Cebinde paran yoksa girme oraya.

Paran olsa da, götürsen bir bankaya,
Hemen haber verir, Sirilanka'ya.
Çabuk, vergisini alın der, Çankaya.
İşlemin hesaba, geçmiştir bir kere.

Komisyoncuların, düzeni kurulu,
Beşe alır, elliye satar marulu.
Tezgahın önünde, serilidir çulu.
Bakıp haline, acıyorsun kardeşim.

Doktorlarda, büyük dolaplar dönüyor.
Hastanelerde, diri canlar ölüyor.
Ölülere ancak, dostları ağlıyor.
Vallahi ağlayanın, olmaz şehirde.

Eczanelerde, fiyat gece değişir.
Hasta yatağında, ecelle boğuşur.
Garibim oturmuş, ancak el ovuşur.
Allahtan başka, kalmamış hiçbirdostu.

Bir gün bir dostunla, pastaneye gitsen,
Şöyle oturup, güzelce sohbet etsen,
Birkaç hava basıp, horoz gibi ötsen,
Hesabı öderken, kısılıyor sesin.

Sazlar, barlar bilinen soygun yatağı.
Aldanıp ta, oraya yapma atağı.
Girersen, geri çıkamazsın batağı.
Paranı, paramparça ederler orda

Sakın, iş kadınına verme yakanı.
Bir sözle, devirir vekili bakanı.
Gabız olursun, yapmazsan kakanı.
Hediye, bahşiş diye soyar cebini.

Resmi dairenin mesaisi belli,
Karakolda da sesin, çıkar kırk telli.
Adliyede, düğmeler mübaşir zilli.
Gözünü, kulağını, ondan ayırma.

Terzilerde fazla çekilir, boş naza.
Ölçer biçer, ters keser, oldu bir kaza.
Ütüyü bezsiz yapar, oda son ceza.
Parasını almadan, vermez malını.

Hoca günde beş vakit, okur ezanı.
Camiden kovar, abdestini bozanı.
Bazen de, kafasına giyer kazanı.
Hocalığı, bu işe karıştırman der.

Doğru atarsın amma, ters döner kürek.
Yaşamak için, uyanık olmak gerek.
Dini, imanı şöyle kenara bırak.
Tuzağını kur, ne düşerse bahtına.

Paksoy'un gözyaşları, olsa da nehir.
Derdini yazmakla, bitmez koca şehir.
İçinde yaşatmaz, almadan bir mehir.
Eğer paran varsa, insansın şehirde.

Abbas Paksoy
Kayıt Tarihi : 18.6.2009 16:22:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Abbas Paksoy