Şehir annenin ürpertici büyüklüğünde
Koça bir denizden kalkan
dalgalar vurdu kıyıma.
Sakinliğine alışmışken ve güneşine.
Çırpınışlarım var ve denizin güçlü dalgaları kırılmadan çarpıyor.
Biraz sonra şarkı bitecek
Bir ölüm anılacak
Bir hatıra yükselecek
Yağmur başlamadan
Şehir şarkısını söylemeyecek
Hep öyle suskunluğuyla duracak belki
Kim geldi ve hangi gidişi doldurdu
Ucuz bir romanın karakterleriyle
Dolu olan mahalle koşturacak sonra
Kapkara elbesileriyle yalnızlık
Bomboş bir odanın çığlıklarını bastıran
Pencerenin önünden geçecek
Ve gölgesi korkunç.
Tatsız şarkısı ağzında
Bir dua olacak şiirlerin ve düşecek dudaklarımdan.
Bir ağıt olacak Ah'larım.
Mavi sevgilerle yazacak ellerim seni.
Ve şehir anne ağlamadan dinmeyecek
Şarkısını söylemeden bitmeyecek..
Dans eden yalnız ruhlar görüyorum.
Ağlayan müziğin notaları.
Çılgınlık ve çığlık.
Ses ölüm.
Ses dehşet.
Mutsuz aşıklar görüyorum.
Mutlu olmak için gidenler.
Peşlerden koşan sesler.
Ve susuyorum...
Herkesin her zaman yazacak
Bir seyeleri vardır.
Bir kalem, bir Defteri
Şahit tutmak mı.
Işte bu da bizim
Gerçeğimiz olacaktır.
Şehir annenin çamurlu eteğine yağan bir yağmur.
Ve üstünde beliren çiçekleri.
Sevmek ne renkti şehir anne...
Hüzün anlatılır mı.
Geceyi maviye boyasak.
Eteğin kirlenir mi ?
Şehir anne...
Kayıt Tarihi : 31.7.2019 01:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!