Heykel duruşlu, donuk bakışlı, yüzü sanki buz sıcağı.
Ne selâmı var, ne sabahı; işte karşınızda şehir adamı.
Kalabalıklar içinde bulunsa da, ruhu yalnızlık odağı.
Kimi zavallı, kimi belalı; işte karşınızda şehir adamı.
**** *****
Apartman ona hapishane misali, balkon hava alma yeri.
Gürültü, keşmekeş, koşturmaca, onun değişmez kaderi.
Köşe başındaki yapay şelale, bir nebze azaltsa da kederi.
Nerde rahatı, nerde felahı; işte karşınızda şehir adamı.
**** *****
Kapalı kapılar arkasında yaşar, törenle çıkar sokağa.
Beton binalar arasına sıkışmıştır, özlem duyar toprağa.
Parktaki çimene dayanamaz, aldırmaz hiçbir yasağa.
Hani huzuru, hani refahı; işte karşınızda şehir adamı.
**** *****
Çocuklar, sabah-akşam internet kafede, sanal oyunda.
Gençleri sorarsan, havai, aklı-fikri cep telefonunda.
Yaşlılara gelince, gece-gündüz hep televizyon başında.
Neye gülmeli, neye ağlamalı; işte karşınızda şehir adamı.
**** *****
Dar pencereden bakar, sanki dünyanın merkezindedir.
Bir evi, bir de arabası varsa, değme, keyfi yerindedir.
Komşusu aç mı, tok mu, bihaber, umurunda değildir.
Ne ahı duyar, ne vahı; işte karşınızda şehir adamı.
**** *****
Şehir adamını altın suyuna batırsan da, aslı bakırdır.
Derinlik, ufuk, fikir ne gezer, herşeyiyle tamtakırdır.
Sözü uzatmağa gerek yok, bu çağa tam yakışandır.
Ne kızmalı, ne şaşmalı; işte karşınızda şehir adamı.
Taha Nur
Kayıt Tarihi : 15.4.2004 17:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)