Sevdan ateş kor olunca
Gören gözün kör olunca
Sevdiğin nankör olunca
Hatırla yar beni beni
Vur başını taştan taşa
Ne değişti haydi söyle
Bakmıyordun dün yüzüme
Hakikatta ayan olur
Çıkar elbet gün yüzüne
Hayat böyle acı tatlı
Hep aynı acı çöreklenir fırsatını bulunca
Gözümün değdiği her yerdedir yüreğim yangını
Her akşam öldü dediğim ne varsa canlanır
Silemem ne yapsam senle hatıralarımı
Çocukluğumdan kalma yüzümdeki ağlayan tebessüm
Silince geçer sandığım yanagımda damlayan yağmurun ,
Aşığa sorulmaz için yandımı
Ne ateşi söyler ne kalan külü
Hiç düşünmez bugününü yarını
Şikayet eylemez bülbüle gülü
Sırrını yarine açmayan gönül
Yokluğum varlığıma konuşuyorken duyuyorum kendimi,
Yokken var gibi, varken yok gibiyim
İnsan terkeder mi kendini demeyin,
Ruhum kabullenemedi bedenimi,
Zihnimi,beynimi, arıyorum bulamadım benliğimi
Bir hiçliğin ortasındayım yine
Geliyor gibi yapıyoruz ama gitmiyoruz hiçbir yere,
seviyor gibi yapıyoruz ama sevmiyoruz hiç de bile
Bırak burada kalsın yalnızlık benimle,kendi halinde
Nasılsa ben yeterim kendi kendime, derdimle
Kanmam sözlerine
Neyini de sevdin diye soruldu
Sevdiğimiz tek şey meslek çilesi
Beden değil ama gönül yoruldu
Gidilmiyor işte ekmek teknesi
Yirmi yıl dolmadan gitmeler yasak
İçindedir insanın eğer varsa cevheri
Pırlanta takmakla artmaz kimsenin değeri
İşlersen gönlüne ilmek ilmek kederi
Değişmek için bazen değiştirmek gerek kaderi
Bir zamanlar iki adam vardı
Martılara simit atan
Gençliği mazide, hayalleri yarıda kalan
Görev olunca herşeyi başaran kendine geç kalan
Şimdi soruyorsunuzdur kim bu iki adam
Birinin adı Şefik diğerinin adı Osman
Zaman geçmek bilmez
sensiz ben buralıyım
Sen olsan da olmasan da
ben hep zaten yaralıyım
Kanıyor kanar kanar
İçim hep sana yanar




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!