Kurşun gönül namlusundan
Uyan sevda uykusundan
Zindanımın avlusundan
Aç kapıyı, aç gardiyan
Zindanın duvarı çalık
Acılar denizindeyim yine
Dalgalarla boğuşuyorum
Yapayalnız kürek çekiyorum sensizliğe
Hiç olmamışlığına küfrediyor, söyleniyorum
Rotasız gitmek geliyor içimden sadece
Nereye ne için sormadan sualsiz
Adamlar gördüm,
Tabuta sığmayan,
Adam gibi adam,kahraman
Tek kelimeyle anlatılan, yiğit olan
Özü, sözü bir olan , mert olan
Koltuğun üstünde uyurken gece
Geçti bilinmezden bin bir bilmece
Dudak arasında belki tek hece
Gel diye seslendi bekleyenler var
Üç gün geçti daha enkaz altında
Acının içine hapsolmak neymiş, gördüm anladım.
Bir beton yığınının ayırdığı yaşam çizgisinin altında kalmak neymiş, yaşadım.
Birileri gelir mi ?sesimi duyar mı?
Enkazın altında olduğumdan insanların haberi varmı?
Bir umuttu işte beklemek.
İnsan hiç umutsuz yaşar mı?
El feneri el feneri
Al eline al feneri
Çağırın Avşar Tameri
Gelsin yetişsin imdada
Yüksel yüksel Ünal Yüksel
Sizde kimsiniz, evimize nasıl girdiniz?
Annem , babam nerede?
Yine beni uyutup yalnız mı bırakmışlar?
Şimdi nerdeler, çok özledim.
Anne, baba nerdesiniz?
Hayır, hayır...
Matematik derslerini hiç sevmezdim
Sıkıcı gelirdi,
Bunca problem sahi neden vardı ki?
Bir gün çok iyi bir sayısalcı olmama rağmen
Halada anlamış değilim.
Dört işlemi herkes bilir
Acının acısı olur mu hayret?
Vakitsiz gitmeler elde değilmiş
Bırakma kendini az daha gayret
Habersiz gitmeler elde değilmiş
Malatya, Hatay'ı Adıyaman'ı
Çıktım dağlarına oturdum baktım
Efkardan derdine sigara yaktım
Arayıp sorana seni anlattım
Ben giderim şimdi can Adıyaman
Derenin başına gelmiş kurulmuş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!