kısacık ömrünü
uzun soluklu nefesleriyle
süsler insan her yanını acı tecrübelerle
ne yazık ki bekleyen
beklemeye mahkum kalır beklediğine
beklemek tecrübelerin en uzunu
Kelimeleri senin için süslüyorum
bilmiyorsun;
kanatları olsa da yanına gelse
şu öksüz satırlarda biriktirdiklerim
belki de hala bizim içindir mürekkep ve kağıtla paylaştıklarım.
serin bir akşam üstü can çekişirken
damlarda zayıf bir güneş,
insanlar
kaçış kaçış,
kovaladıkları, kaçtıkları bir.
evet, bu peşinde oldukları nedir?
gecenin tenhasında almaya geldi beni
ölmedim, öleceksin dedi
bir hatırlatma gibi….gozume not etti.
Dilimin ucunda, gözlerimin çukurunda koca bir bulut,
gözyaşı dolu, taşmaya yakın
hep aynı biriktiği yer,
bütün pınarların kaynağı sanki ora,
doldukça içimi ağırlaştıran,
durdukça kalbimi eşen,
Başlayınca odamın taşkınları,
boğulur çıkarım kapımdan dışarı,
gökyüzüne selam
maviyi çekerim içime, koklarım yeşili.
inceden bir yel, dolar içime uzaklar
iki hece bir kelime
doldurunca içimi,
gösterir gizemini, değiştirir yönümü,
sel gibi gelir, ürkütür ölümü,
çıkarır göğe miraç misali uzun ince yolumu.
Terk ediyorum seni misafirliğim
gidiyorum senden, senden bana kalandan,
yarım kalan baharını,
değişiyorum kışına.
toprağa düşüyorum tohum misali,
kör geldim ya Halik bu fani misafirliğe
en fazla kalan, yüz sene
bir ömürlük soluk, bilmem kaç solukluk çile.
dönüp baktım alem-i insaniyete,
fani kafeste tutsak hevese, körlüğe!
Benimse gözümde bir perde
bir ben miyim İlâhi
bu zillet bu efkâr yok etti beni
var olmasını istediğim ne varsa,
aldı canımın ta en derininden.
yetiremediğim zamanlarım,
hepsi bana düşman, ya Rab bu ne hüsran
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!