Şefaat ve Kur'an Perspektifi: İslam'da Ş ...

Muhammed Rıdvan Kaya
174

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Şefaat, kelime anlamı itibariyle bir şeyi desteklemek, aracı olmak ve yardım etmek anlamlarına gelir. İslam'da ise şefaat, Allah'ın izniyle, bir kişinin diğer bir kişi için dua etmesi veya bir durumu lehine savunması olarak anlaşılabilir. Ancak, şefaatin İslam'daki yeri ve anlamı, genellikle yanlış anlaşılmakta ve geleneksel yorumlar, bazen şefaatin Allah’tan başka varlıklar tarafından verilebileceği inancına yol açmaktadır. Bu yazıda, şefaat kavramının doğru bir şekilde anlaşılabilmesi için Kur'an'a dayalı bir perspektif sunulacaktır. Kur'an'da şefaatin yalnızca Allah’ın izniyle gerçekleşebileceği ve O'ndan başka kimseye şefaat yetkisi verilmediği açıkça ifade edilmiştir. Şefaatin sahipleri, sadece Allah’ın rızasına ulaşmış olanlar olabilir ve bu durum dahi Allah’ın takdirine bağlıdır. Şefaatin, Allah’ın dilemesi dışında kimse tarafından verilmesi mümkün değildir. Şu ayetler bu durumu açıkça ortaya koymaktadır: Zümer Sûresi 43-44. Ayetler: "Şefaatin tümü Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz." Bu ayet, tüm şefaatin yalnızca Allah’a ait olduğunu ve yalnızca O'nun izniyle gerçekleşebileceğini vurgular. Secde Sûresi 4. Ayet: "Sizin O'nun dışında bir yardımcınız ve şefaatçiniz yoktur." Bu ayet de yine Allah’ın dışında hiç kimsenin şefaatçi olamayacağına işaret eder.
Taha Sûresi 109. Ayet: "O gün Rahman’ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığından başkasına şefaati fayda vermez." Bu ayette, şefaatin yalnızca Allah’ın izniyle mümkün olacağı açıklanmıştır.
Bazı geleneksel İslami yorumlar, özellikle Şefaat’in Nebimiz Muhammed tarafından yapılacağına inanmaktadır. Bu inanç, birçok kişi tarafından Allah’ın rahmetini ve merhametini anlamadıklarından ortaya atılmaktadır. Oysa ki, şefaatin yalnızca Allah’ın izniyle yapılacağına dair Kur'an ayetleri mevcuttur. Örneğin, Zümer Sûresi 19. Ayette "Sen ateştekini kurtarabilir misin?" denilmektedir, bu da şefaatin Allah’a ait olduğunu ve başka kimsenin bu yetkiye sahip olamayacağını ortaya koyar. Şefaat konusundaki en büyük yanılgı, şefaatin bir "torpil" gibi algılanmasıdır. Müşrikler, Allah’tan başkalarına şefaat etme yetkisi atfederken, bu inanç tamamen Kur'an’a aykırıdır. Yunus Sûresi 18. Ayette, "Onlar, Allah’ı bırakıp kendilerine fayda ve zarar veremeyen putlara taparlar: «Bunlar, Allah katında bizim şefaatçilerimizdir» derler." Bu ayet, Allah’tan başkalarına şefaat yetkisi verilmesinin ne kadar yanlış bir inanç olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. İslam'da şefaat, yalnızca Allah’ın izniyle gerçekleşir ve bu iznin de kime verileceği tamamen Allah’a bağlıdır. Şefaatin temeli, yalnızca Allah’ın rızasına ulaşan ve salih amelleriyle O’na yakın olan kimselere verilir. İslam’da şefaat, Allah’ın rahmeti ve merhametiyle ilgilidir, ne bir torpil ne de bir aracılık sistemidir. Allah, rahmetiyle dilediği kullarına yardımcı olabilir, fakat bu şefaatin kimin için geçerli olacağı, yalnızca O’nun takdirine bağlıdır. Enbiya Sûresi 26-28. Ayetler, müşriklerin yanlış şefaat inancını reddetmekte ve şefaatin yalnızca Allah’ın izniyle gerçekleşebileceğini belirtmektedir: "Onlar, lütuflandırılmış kullardır. Onlar O'nun sözünün önüne geçmezler; onlar yalnız O'nun emriyle iş yaparlar... Onlar O'nun rızasına ulaşmış kimseler dışında başkasına şefaat etmezler." Bu ayetler, Allah’ın rızasına ulaşmış olanların dışındaki kimselerin şefaat edemeyeceğini ve buna kimsenin yetkisinin olmadığını vurgular. Sonuç olarak, şefaat, Allah’ın izniyle gerçekleşebilecek bir durumdur ve yalnızca O’nun takdirine bağlıdır. Şefaatin Allah’tan başka kimse tarafından verilmesi, Kur'an’a ve İslam’a aykırıdır. İslam’da şefaat, bir "torpil" değil, Allah’ın rahmeti ve merhametidir. Müslümanların doğru bir inanca sahip olmaları için şefaat konusunda Kur'an’ın net mesajlarını anlamaları önemlidir. Şefaatin kaynağının Allah olduğunu kabul etmek, sadece sözle değil, aynı zamanda amellerle de ibadetlerin ve niyetlerin doğru olması gerektiğini gösterir. Şirke düşmeden, Allah’a doğrudan yönelerek, O'na her zaman samimi bir şekilde dua etmek ve Allah’tan başka hiçbir aracıyı kabul etmemek, İslam’ın özüdür.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta