Şefaatin içini kuyu gibi oyarak,
Küfür, nifak ve şirkten ne varsa doldurmuşlar.
Ödülü allı-pullu bir pakete koyarak,
Getirenin kendinden olduğunu sanmışlar.
Oysa ki birisine lütfuyla vereceği,
Bir hediyeyi Allah, biriyle verebilir.
Ya da bir ecir ile hak etmiş hediyeyi,
Bir nebi veya mürşit eliyle verebilir.
Asla o şefaatler Peygamberden değildir,
“Biz vermeden şefaat edecek olan kimmiş”,
Bu, Ayet-el Kürsü’den Rab’bin bildirisidir.
O halde şefaatçi Rab’den başka değilmiş.
Ey nefsim! İyi bil ki; Rab’den başka kimseden,
El açıp ta şefaat dilemeyesin asla.
Bu senin için şirktir, Rabbe sığın bu kirden,
Akıl, kalp ve ruhunu ancak Rabbine yasla…
(24. Şubat. 2005 – İzmir)
Ali OskanKayıt Tarihi : 24.2.2007 23:31:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ŞEFAAT: İnsanın yaptığı hayırlı bir işe karşılık veya lütuf ederek ahirette vereceği her hangi bir hediyeyi, Allah’ın bir peygamber veya mürşit eliyle vermesidir, yani bir hükümdarın kendi tebaasından hediyeye hak kazanmış her hangi birine, yine kendi tebaasından her hangi biri veya bir memuru eliyle o hediyeyi tevdi etmesi gibidir. Bu sebeple İslam’da: “Ödülü (şefaati) tevdi edenden ödül (şefaat) istenemez denmiştir. Ayrıca bu halin bilinç durumuna göre şirk olma ihtimali yüksektir. Ali Oskan
![Ali Oskan](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/02/24/sefaat-istemek.jpg)
Şefaatin içini kuyu gibi oyarak,
Küfür, nifak ve şirkten ne varsa doldurmuşlar.
Ödülü allı-pullu bir pakete koyarak,
Getirenin kendinden olduğunu sanmışlar.
Oysa ki birisine lütfuyla vereceği,
Bir hediyeyi Allah, biriyle verebilir.
Ya da bir ecir ile hak etmiş hediyeyi,
Bir nebi veya mürşit eliyle verebilir.
Asla o şefaatlar Peygamberden değildir,
“Biz vermeden şefaat edecek olan kimmiş”,
Bu, Ayet-el Kürsü’den Rab’bin bildirisidir.
O halde şefaatçi Rab’den başka değilmiş.
Ey nefsim! İyi bil ki; Rab’den başka kimseden,
El açıp ta şefaat dilemeyesin asla.
Bu senin için şirktir, Rabbe sığın bu kirden,
Akıl, kalp ve ruhunu ancak Rabbine yasla…
MUHTEŞEM SÖYLEYECEK SÖZ KALMAMIŞ
Şefi olmak, şahitlik etmek. Birine kefil olmak gibidir. Kelimenin temelinde..
Dünyada yaşarken yapılan işlerin hepsine, işlere şahit olan her şey şefi olacaktır. İster iyi anlamda ister kötü anlamda.
Ancak, şefaat denilince, cezalanacak birinin cezadan kurtarılması anlamına alınması vardır ki, bunun olması zordur.
Rabbimin cezalandıracağı birini hiç bir kimse kurtaramaz..
Allah resulü kızı için, 'ey kızım fatıma, peygamber kızıyım diye güvenme. Ben bile huzurdaki hesapta kendimi düşünüyorum' anlamında ifadesi vardır.
Ki, ayetlerin çoğunluğunda bu böyledir.
Ancak, resulde, müminlerde, dünyada iyi bir müslüman olarak bildikleri için şahitlik edip,
'Ya rabbi biz onları müslüman ve iyi bir mü'min biliyorduk' diyecekler ve 'Rahmetine sığınırız' diyeceklerdir.
Ancak, günümüzde şefaat denilince, sanki bazıları, dünyada olanca suçu işleyecek, Ama birilerini çok sevecek, mesela resulü, mesela ilim erbabı olduğuna inanılan birilerini, (ki, velilik, mürşitlik, birincisi insanın gözüne göre, ikincisi rabbin gözüne göredir. dünyada insanların veli veya mürşit bildikleri, rabbin huzurunda günahkar çıkabilir.. Dolayısıyle dünyada mürşit veya veli bilinenlerin, veli veya mürşit olduklarını belgeleyen hiç bir şey yoktur) hesapta, Rable arasına sokarak iltimas yaptıracakmış gibi bir havaya sokarlar.
Hiç bir şekilde Rabbimin huzurundaki hesapta iltimas yoktur ve şefeatin böyle bir anlamı da yoktur. Şefaata, günahkar kulun, bazı Allah'ın sevdiği kulları kendine vekil edinerek, günahlarım için iltimas yaptırırım düşüncesinin imanla bir ilgisi yoktur.
Rabbim kur'anda mekkeli putperetlerin şefaat inanışlarını adım adım ret etmiştir. Değişik sorgu noklarıyla..
Bu konuda son hüküm. Şefeat ancak Allah'a aittir.
Allah razı olsun üstadım
TÜM YORUMLAR (6)