Özlemin bağrımda yanan alevler içinde
Burnumda tütersin gurbet gecelerinde
Bir gece yarısı mektubun ulaşır bana
Gurbet bana alışmış,bende ayrılığa
Satır satır mektubunda yazılı umutsuzluğun
Gece gündüz gözümde tüter yokluğun
Gurbete gitmek doğarsa yarından
Söz etme kimseye ayrılığımızdan
Sık sık yazarım bir mektup
Işıldayan gözlerin ardından
Gecenin peşi sıra.
Bir kış günü,hava sert ve soğuktu
Neredeyse kan ağlayacaktı göz pınarlarım
Nefesim çıkmayacak kadar sesim boğuktu
Bu saatlerde yol alıyordu ayaklarım
Bakışlarım koyu bir ahenkti
Tıpkı yanar yanar tutuşur nidasıyla
Sahip olduklarının da bir sahibi vardır elbet
Bu yüzden sahip oldukların sana bir emanet
Ya dünya sana fayda sağlamaz ya sen ona fayda
Faydasız ilim benzer elbet boş bir sayfaya
Ne mal ne mülk kalır bizlere dünyada ilelebet
Mal ile mülk getirmez ademoğlu bize saadet
Bir haziran başlangıcı
Güneşin toprakları ve yaprakları kavurduğu sıcak bir gün
Göz kamaştıracak şekilde her yerde aydınlık
Gece olunca bir baykuşun şüpheci gözleri pek de süzgün
İçimizde bir ürperti,çünkü gece çok mu çok karanlık
Sabah yürüyüşü yapmak için dışarı çıkıyorum
Dur! Savrula savrula esinti koparan rüzgar değildir
Yaprakları çerçöp eden ya nedir? Ya nedir?
Dervişlerin sabrına muamele eden rabbin esintisidir
Tabiatın ardında
Ötede gecelerin boynunda beslediği ıslak karanlık
Bir yaş alnıma yapışırda
Yaşaran gözyaşlarımdan bir matem uludu
Kirpiklerimden boşalan yaşlar kurudu
Bugünlerde,aradım durdum hep seni
Bulamayınca kadehlere vurdum kendimi
Önce upuzun saçlarına hayrandım
Sonra dalgalanan saçlarına
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!