Ya bir ağrı duyarsın,ya bin acıyı yaşarsın
Sükunetten yana ne bir şey bulursun ne bir şey yaparsın
Aynalarda bir hicran yarası yüzüne yapışır
His yok,hırs yok,yok oğlu yok yokluklar karışır
Belim yük götürür lakin gönlüm tahammül edemez
Kaldırımlarda acı hicran yarası öteye gidemez
Sıra sıra yanı başımdan geçiyor güzellikler
Üstüne bir perde çekiyor geçmişteki hayaller
Dalmışım biraz sonra kaldırımların köşesinde
Silkelenmişim şehrin yanan ışıltısı içinde
Gecenin karanlığı sarmışken sokak arasını
Benim halim aratmış temmuz sonu hatırasını
Ölçüyü ayakta tutmakta elinde kendini aciz gör
Lakin acizlikten dert etme tam tersine hür duy
öyle ki yaşama kavgayla başlayan adam sızıntı duyma
Bağır! Haykır! Ne dersen de çığlık atmaya,yorulma
Güçlüyüz ki bu alem bize emanet edilir onu ör
Ördüğün ip düz olsun hidayette doğruya uy
Çok sular akmıştır
Köprülerin ardından dalga dalga
Billur bir ırmağın
Akışını seyrediyorum dalga dalga
Şu geçen zamanın
Akışını seyrediyorum iğde altında
Yeşile hasret yeşile, bu sükunlu İstanbul
Ya burada yeniden doğmalı ya da ölmeliyim
Kafam basmıyor of! Ne yapmalıyım onu bul
El alem ne der ayrılsam İstanbul'dan of!
Ya bugün barışmalıyım ya da sevmemeliyim
Gençliğim...
Bir gürültü koparırcasına süren deli bir çağ
Düşüncelerle yoğunlaşan bakışlarında
Sessizliğe gömülmüşsün o deli çağda
Fışkıran yüreğinden bir kalp atışı
Aşk için çarpıyorsa,yaşamalısın aşkı
Hissederse gönlümün ateşi deli bir sevdayı
Varsa gözlerimde bir tutku
Seni her gördüğümde içim ürperiyorsa
Hasretin yüreğimi derinden sızlatıyorsa
Ve fırtına gibi esmek geliyorsa
Kalbim ince düşünüp,ince konuşuyorsa
Bir yere gidiyorsan şunu bil ki
Sevdiklerin için ölümlerini göze almalısın
Bir yerlere gitmemelisin ki
Sevdiklerini koruyasın
Sevmediklerin senin gidişinin ardından
Sabaha karşı bu bostanın çiçekleri ve de gülü
Açmak içindir ki toprağına su ister o zaman
Bir çobanın türküsünden uyanır da bu sürü
Her sabah rızkını alır derenin akışından
Menekşeler,sümbüller ve daha neler neler
Rengine renk katar bu bahçıvanın elinden
İşte bir gün batımı
Bulutlar dağınık, bulutların saçları sarı-kırmızı
Gökyüzünden ufuklara doğru süzülüyor mor ötesi ışıklar
Dağların ardında bir güneş usulcasına batar
Güneşin kırmızı ışıkları suya bir batar bir çıkar
Ve nilüfer çiçekleri suyun yüzeyinde yavaş yavaş kokar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!