Çiçeklerden en çok papatyayı seversin
Mevsimlerden en çok ilkbaharı
Sen gülünce papatya kokar her taraf
Ve seninle hazırlanır bahara kuşlar
Gözlerine bakınca beyaz martılar
Sevinç çığlıklarıyla dans ederler ufuklarda
Karanlık yollardan çıkıp geldim sana
En dip kuyulardan zemheriden bataklıktan
Kaç kez düştüm kalktım senin uğruna
Ve kaç kez kırıldı zayıf kemiklerim
Bilmem kaç kez kanadı bedenim
Bir şiir yazmak istedim
İçinde sen geçen ve sonsuz olan
Ve şair olmak istedim
Sadece sana şiirler yazan
Bilsen ki sana şiirler yazmak
İğneyle kuyu kazmaktan beter
Bir gece
Uyanıp uykunun en derin yerinde
Çarpan kalbimi sıvazlıyorum
Bir rüyaya hayran kalıyor hayallerim
Unutur giderim
Unutmamak için kağıda döküyorum
Sarı saçlarını savurup durma öyle
Güneşten hiç mi çekinmiyorsun
Gülüşünü gösterip durma herkese
Müebbeti göze aldım görmüyor musun
Seni görünce bizim sokağın başında
Senden önce karanlıktı her tarafım
Her sabah ölerek uyanırdım
Görmezdim hiç güneşi yağmurda ıslanmazdım
Atmazdı nabzım soluğum çıkmazdı
Ben hiç dolunaya bakmadım
İçim dışım belaydı maraza bulanmıştım
Senin gülüşün umuttur sevgilim
Kimsesizlere , çaresizlere
Umudunu yitirenlere , yetimlere
Masmavi göklerde tonlarca buluttur
Gökkuşağına hasret kalan
Gülüşün mest eder turnaları
Görünce çakılırlar yere tutmaz kanatları
Göç etmekten de vazgeçmişler
Senin olduğun yeri nasıl terk edebilirler
Uğruna kaç can verilir
Yaşamak yeniden başkalaşmak
Seninle varolmak kaybolan zamanda
Gizli saklı tüm duyguları açığa çıkartmak
Her defasında düşmek yere
Ve seninle ayağa kalkmak
Bilmem kaç fırtına eser bu bedende
Kaç fırtına yıkmaya çalışır kalbimi
Ruhum bir savaşçı misali
Çırpınır durur karanlıklarda
Pes etmemi bekler düşmanlar
Ve ağıt yakar analar uzaklardan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!