Sefa Beyazıt – Hayatı ve Edebi Kimliği
Sefa Beyazıt, 1985 yılında Tokat’ın Reşadiye ilçesine bağlı Bereketli kasabasında doğmuş, dört yaşına kadar burada yaşamış ve ardından ailesiyle İstanbul’a göç etmiştir. İlk ve orta öğrenimini Pendik Kaynarca’daki Yıldırım Beyazıt İlköğretim Okulu’nda, lise eğitimini ise Kartal Endüstri Meslek Lisesi’nde tamamlamıştır.
Şiire ilgisi ilkokul yıllarına dayanan Beyazıt, lise döneminde katıldığı çeşitli şiir yarışmalarında elde ettiği birinciliklerle yeteneğini pekiştirmiştir.
Edebi yolculuğunda, D ...
Yıldızlarmı küsmüş ay mı hüzünlü
Bu gecem dünkinden daha karanlık
Şehre anlamsız bir matem düştü
Bugecem dünkinden daha karanlık
Anladım gökyüzü matem tutuyor
bir söz soylerdim ferman olurdu
yoksula deva derde derman olurdu
kal dedimmi kapımda kölem olurdu
elde kalmayınca sözüm kesildi
evvelden bir ben bilir bir ben söylerdim
Benim hüzünlerim var gözyaşlarımda saklı
Ve asi mavi tutkularım var
Çılgınlıklarım diz boyu
Ve bitip tükenmeyen lal düşlerim var
Benim hüzünlerim var
bahar yeni düştü bak saçlarıma
Guruptaki kızıl güneş içimi yaktı
eskiden bir volkandım ama
Bu aşkın şimdi bende külleri kaldı
Mor salkımlı Sokaklar Ve Yediverenler
Artık dönülmez bu akşamın ufkundan
Yollarım hep sana çıkar İstanbul'un denize çıkan yolları gibi
Şarkılar sana bestelenir ve seni söyler
Eski bir gramofondan yankılanırcasına
Ve sonunda seni fasıl ederim bir köşe başında yada bir tren garinda
Bir sokak müzisyeni edasında adına yazilan türküler söylerim sıra sıra gecelerde nemrudun kızı yandirdi bizi
Kime anlatsam derdimi anne
Hangi karanlıkta döksem göz yaşımı
Hangi omuza yaslasam başımı
Hangi diz ilaç olur ağrıyan başıma
İçim köz köz anne
Kimi der ki hayatımda yok başka birisi
Kimi der ki seni çok seviyorum yalan senden gerisi
Kimi der ki uğruna dünyayı yakarım
Kimi der ki vazgeçemem hayatıma kıyarım
Ey aşk sen ne yüce ne mukaddes duygusun
Aşk'a düşmeyen gönül insana yüktür
Aşktan geçmeyen yol yolcuya yüktür
Aşk ile dönmeyen dil ağıza yüktür
Aşk'a düş aşktan geç aşk ile söyle
Dağ gibiydi babam yıkıldı gitti
Çiviler üstüne çakıldı gitti
Gölgesinde huzur bulduğum çınar
Kurudu kökünden söküldü gitti
Dört yetim bıraktı gözleri yaşlı
Beni asın mavi gök kubbenin altında
Ellerimde kelepçe ayaklarımda pranga
Dogru bildiğiniz yanlışlarla yargılayın
Hıçkırıklardan bir ilmek boğazımda
Sadaret makamından gelen o iniltiler
Ahh azizim siz bilmezsiniz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!