İçime korku salar
suskunluğunun çığlıkları
yüzünün yangınında gözlerin
Adımlarımı sokakların ceplerinde bırakarak
kaçmak istiyorum içimdeki dünyadan
ölümle birdirbir oynayıp takla atarak
Okşanış dünyasında kedilerin vücûdu,
çözülüvermiş düğümünden tembelliğin;
ben hiç kedi sevmedim, okşamadım hiç,
onların fosfor artığı gözleri düşlerimde beni buldu.
Kedilerin kuyruğudur dalgınlığım
sürtünür gelene geçene;
Açıldı sessizliğin sedef çekmecesi
Kış yerleştirdi içine yeryüzünü
Süpürdü toz halinde ufalanan günü
Uçuştu havaya bu tozun binlercesi
Gök mangalının patlıyan mısırları olmalı
İrili ufaklı kubbeler
Akisadalara gebeler
Doğurdukları yalnız ses
Duysun diye onları herkes
Duaların içe işleyen sesini
İnsanlar bilmeseler de görmesini
Gidiyorum duygularımın sık
Ağaçlı o yemyeşil ormanında
Arasıra aydınlatıyor yolumu
Güneşin sulara kurduğu
Yaprakları alevden bir tâk:
dalgalar altından geçtiler
Vinç
veriyordu vinç
ağırlığın şiirini
paslı zincirlerin sesinde;
gürültüyle düşerek
koparmak istiyordu çelik halatlarını,
Düşüncelerimin yumağını verdim sana
Çöz beni;
Dolaşıklığım senin yüzünden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!