Kimdir bu, cesaret savurur sokaklara
kimdir bu, cesaret savurur sokaklara
Mescit, minber, kıble ve dam altı
şefaat ya resulallah, kimdir bu
cesaret savurmakta sokaklara
Yaşadığım şehre ilk defa yağmur yağdı bugün
bir ateşin renginde toprağın ışıdığını gördüm
delişmen bir korku sızıyordu zamanın usul sesinden
sevgilinin saçlarını ikiye böldü rüzgâr, anladım
bir düşteydim, şehre durmadan yağmur yağıyordu.
Kötü rüyalar görüyorum doktor.
Milas’ta yıkılmak üzere bir minareyim
Yeşil bir minbere yaslanıyorum cemaat içinde
Herkes beni terk etti
Buna zaman zaman kendim dâhil.
Karanlığın rahminde büyüyen bir gölge sarkar sokağa
gece başlamıştır; yollar ıssız, şehir tenhadır
Kadın, meltemlerin bilmediği bir büyüyle sokulur yatağa
sevgilisi uzaktadır, örtünür, yalnızlıkla ıslanır
garip bir sesle irkilir seccadeler, gece başlamıştır
Bizi bu hayattan kurtaracak bir kahramana ihtiyacımız var
Aç bir sokağın başında
Derdimi anlatmaya çalışıyorum kendime
Şehrin sakinleri; kediler, tek katlı binalarda oturanlar
Bahçesinde gülhatmi olanlar
İşimiz kolaydı hamamda, kurnanın içinde
Peştamal sarıp sarmalamışken bedeni
Suya tuz karıştırdık, ansızın bir deniz çıktı karşımıza
Şekerin alacağı olur artık yanaktan
Kayıkta kendini yıkar kaygan kürek
XVIII
İsyan dağlıdır, susuş buralı.
Bırak hadım eğlendirsin sarayı. Cüce boyun büksün
bırak düştüğü yerde çürüsün rakkase
(...)
Anladın:
sesin en uzun çığlıktır kışın ortasında
Dedin:
Senin gözlerinden bir başka dünyaya çıkılır.
Orada uyuyabilir insan sonsuza dek, bekleyebilir
Belki bir kapı aralanır diye
Çocukça sevinir
Sabah kalkar ve denize açılır.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!