Evet ‘’7 Haziran’’ seçimleri 35 yıllık faşist darbe barajını, Kürtlerin önüne engel olarak konulan barajı yıkmakla tarihimizde önemli bir sayfa açmıştır. Özellikle Kürtlerin diyorum çünkü Komünistlerin önünü kesmeye yüzde birlik baraj bile yetiyordu. Kürtler bu noktaya gelebilmek için çok kayıp verdiler, çok acı çektiler…
Seçim barajından daha da önemli bir olay daha var ki, bana göre seçim barajından daha önemli, büyük ölçüde Kürtlere karşı beslenen önyargıları yıktı, son iki seçim. Terörist olarak, lanetli olarak yıllardır beyinlerimize işlenen, en güçlü iletişim araçları ile yetmiş milyonu Kürtlere karşı rabotlaştıran ve bu düşmanlığı kendi iktidarlarını sürdürmek için kullanan egemen güçlerin yalanlarını fiili davranışları, yazıları sanatları ve eylemlerindeki samimi barışçı davranışları ile göstererek önemli ölçüde yıktılar. Önyargılar ki yıkılması en zor olan bir şey… Faturası çok pahalı olmasına rağmen bunu ısrarla sürdürdüler.
Çocukluğunu yaşayamamış, yaşayamayan bir halk. Daha 12-13 yaşlarında hedef alınarak infaz edilen, cezalandırılan, mücadeleye girmek zorunda kalan, dili ve eğitimi önemsenmeyen ve baskılarla ucuz işgücü olmaya zorlanan bir halk…
Çocuk yaşında olgunlaşan, mücadelenin en olgun karakterleri olan Kürt gençlerinin ve analarının zaferidir bu…
Devlet terörüne karşı, devlete ders veren bir kadın, genlik ve toplum… Kendini beğenmiş kibirli yöneticilerin en fazla kızdıkları ve öfkelendikleri nokta da bu olmalı…
Bu güne kadar Bütün siyasi toplantılarda okulları, resmi daireleri, şirketleri en yüksek koltuktan mitinge katılmaları için yazılı ve sözlü tehditler savurdukları halde ‘’Anne ve babası tutuklanan, işkence gören Kürt çocuklarının taşlı eylemlerine ‘’Çocukları kullanıyorlar’’ diyenlere ders oldu. 7’den 70’e Kürt halkı tarihte ders vermeye başladı.
Kendi çocuklarının cinayetlerini, hırsızlıklarını bir kazanım olarak görüp ört bas ederken, açlıktan ekmek çalan bir çocuğu hapislerde süründürecek kadar gaddar bir burjuvazi… Sırf ırkından dolayı bu adaletsizliği görmeyen görmek istemeyen ve kendi kasabına tapan bir toplum…
Kürtlere akıl vermeye kalkışan kibirli ‘’Türk sosyalistleri’’ne muhteşem bir cevap oldu… Kibirli aydın ve sanatçıların ‘’Herkes layık olduğu şekilde yönetilir ‘’ sözlerine güzel bir cevap oldu…
Sani şimdiye kadar altarnetif bir güç oluşturup kitlelere yol gösterebilmişler gibi, hep çaresiz yoksul halkı suçlamışlardır. Demek ki suç halkta değil miş… Yeri geldiğinde doğru tercihini de yapabiliyormuş.
Kullanmak istemediğim bir terim, komünistin, sosyalistin milleti vatanı olmaz, ama, ne yazık ki kendini ‘’Türk Komünisti, Türk solu, Sosyalisti’’ olarak tanımlayanlar olduğu için öyle ifade etmek zorunda kalıyorum. ‘Türk sosyalistlerinin’ de bu seçimlerden alacakları ders çok…
Ülkenin üçte bir nüfusuna sahip olduğu halde, (Oranlama yapıldığında %1-2’lik oran olarak daha az sayıya karşın) hem dilleri yasaklanmış, hem eğitim imkanları kısıtlı olduğu halde, ateş çemberinde eğitilen bu halk, kibirli ‘’Türk komünist ve sosyalistlerine’’ güzel bir ders vermiştir. Kendini teorik olarak çok okumuş ve çokbilmiş zanneden ve bu mücadele benden sorulur mantığıyla bir türlü birleşip ortak bir güç oluşturamayan küçük birimlerden barajları yıkacak güçlü bir potansiyel yaratmanın motoru olmuştur. Bu da gösterdi ki pratik mücadele olmadan yalnız teorik mücadele bir şey ifade etmiyor. Bu ikisi et ve kemik gibi birbirine muhtaçtır.
Teorik olarak hep şunu öğrendik. ‘’Birlik, bileşenlerin bir bir toplamından çok daha fazlasıdır! ’’ evet pratikte HDP bunu kanıtlayan ilk parti olmuştur tarihimizde. Ayrı ayrı seçimlere katılmış olsaydık, sonuç yine sıfır olacaktı. Ama birlikte verilen mücadele yalnız Türkiye tarihine değil, dünya tarihine bile örnek olabilecek bir deneydir.
Darbeler ülkesi, baskılar ülkesi bizleri örsle çekip arasında işe yarar hale getirdi. ‘’Her kötülüğün bir iyi tarafı var! ’’ derler, bir teselli sözü olsa bile, gerçeklik payını da gözden kaçırmayalım. Bu baskılar ezilen emekçilerin ve halkların daha disiplinli ve daha fedakar, daha metanetli mücadele şeklini dayattı ve içselleştirdi… Diyarbakır mitingindeki iki ayağı yanık ve kırık arkadaşın zafer işareti, iki ayağı alçılı arkadaşımızın sandığa oy kullanmaya gidişi göz yaşartan manzaralar… Bu inat bize ve daha çok da Kürtlere nakış gibi burjuvazinin işkence aletlerinde işlendi… Kolay değil…
Daha çok şey yazılabilir, daha çok kişi bu seçimler hakkında ve HDP hakkında yazı yazacaktır. Ben kısaca bunları yazıyorum. İlk aklıma gelenleri…
Tanıdığım hiçbir Kürt arkadaşım, bencillik kabul ederek bunları yazmayabilir, olgunlukları buna izin vermeyebilir, ama bunların da düşünülmesi gerekir onun için ben yazıyorum. Kürtler Türklerden bir şey öğrenmişse, o da Kürtlere karşı örs ve çekiç olup, baskı ve işkenceleri ile baskı ve işkencelere sessizlikleri ile, onları bilemiş ve mücadeleyi öğretmiştir, buna karşılık Kürtler de demokrasi dersi vermektedir…
Evet, HDP bir Türkiye partisi olmuştur ama bunu yine Kürtlere borçluyuz… Bun kabul etmeliyiz.
Kayıt Tarihi : 9.6.2015 01:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!