Radyoda eski bir şarkı çalınır.
Bir akşam kahvesi içersin,
Ruhun dinlenir.
Elden düşme aşkla geldin hayatıma
Yamalıydı aşklı sözlerin
Eskimişti, kırılmıştı aşka olan duyguların.
Şiirlerin özlemliydi; Yorgun
Gönlün aşkı herhangi bir kumralın kollarına bırakmıştı.
Sarılır, öperdin beni lakin hoyratça
Erkek dediğin kadının vücudunu değil,
Ruhunu sevendir.
Erkek verdiği sözün arkasında durandır.
Erkek kadının gözlerinden ne istediğini anlayandır
Baktığı zaman korku değil saygı duyurandır.
Erkek dediğin aşkına sahip çıkar.
Erkek dediğin kadının vücudunu değil,
Ruhunu sevendir.
Erkek verdiği sözün arkasında durandır.
Erkek kadının gözlerinden ne istediğini anlayandır
Baktığı zaman korku değil saygı duyurandır.
Erkek dediğin aşkına sahip çıkar.
Kırıldım
Yoruldum
Direndim
Her şeye rağmen yine de ayaktayım
Güçlüyüm
Şanslıyım
Bu şehirde kaldı bütün kırık dökük anılarım
Hepsi bu şehirde öldü bana sormadan
Bu şehir var ya bu şehir
Önce verdi sonra aldı bu şehir
Ne zaman hayalime düşse eskiden kalmalar
Gözlerime bir karabulut çöker
Bir zamanlar beni çok seven vardı.
Bir değil, iki değil, üç değil
Tam dört mevsim sevdi beni
Eski ne varsa
Al götür eskici
Eskiye ilgi olsa
Nur yağardı bit pazarına...
Eski aşkları çıkartmalI ortaya
Eski sevgillileride
Ocaklara yemek yemek düşerdi eskiden
Şimdi ocaklara ateş düşüyor kor düşüyor
Aş olmuyor kor oluyor sofralarda
Uyan Türkiye'm uyan
Kararmış gecelerin sabahı olmuyor
Kızıllık şehidimin kanından gün batımında
Evler var yuva gibi
Evler var zindan gibi
Birinde huzur yaşanır
Birinde azaplar yaşanır
Bir odasında gözyaşı dökülür
Diğerinde kahkahalar saçılır.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!