Sürer nadasını ikiler üçler
Harmanda çalışır ihtiyar gençler
Döver başağını, buğdayı ciçler
Eli nasırlı yüzü ıslak çiftçinin.
Sürer tarlasını koyar anını
Ne gamlı durursun, söyle neyin var
Yeşilim dallarına buz mu tuttu beyaz kar
Ben seni çok severim olur isen bana yar
Çünkü senin her yapıda hissen var
Yel eser konuşur dalların neler
İsteğim senden aşkımız gülsün
Gönül arıları da balını alsın
Bal da erir yarın petek boş kalır
Boş kovan üstüne kargalar konsun.
İsterdim bahçeme güneşin doğsun
İçip de badeyi sarhoş bağıran
Dostun sofrasında karnın doyuran
Kim var ki sesini yare duyuran
Bu dünyada hep ağlamış ozanlar.
Gülmemiş ozanlar her an ağlamış
Esen bir rüzgara gönül kaptırdım
Şimdi arkasından yetemiyorum
Hayali karşımda durup dururken
Elimi uzatıp tutamıyorum.
Akan ırmaklara gönül düşürdüm
Yine mi geçecek baharım yazım
Sensiz çalmıyor tamburam sazım
Ötmüyor sensiz ördeğim, kazım
Benden başkasını görmesin gözün.
Daha bitmedi mi güzelim, nazın
Gitme yarim uzaklardan
Kapım önü yolun olsun.
Geçtim senin her şeyinden
Koklamaya gülün olsun.
Yolum uzun gider bayır
Bitmeyen bir yola düştüm
Eğri büğrü düz görmedim
Derler bana sen aşıksın
Kucağımda saz görmedim.
Çakır ela göz görmedim
Güzel sevdim nazı gördüm
Aşk okunan yazı gördüm
Dört göz bir yere bakınca
Göz içinde gözü gördüm.
Kışa baktım yazı gördüm
Nemli topraklara düşen damlalar
Gönül bahçeme de damla ne olur
Dal içinde yaprak gibi yeşersem
Gül açıpta meyve versem ne olur
Gök gürlemesi, yağmur damlası
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!