Sayha Şiiri - İlyas Kaplan

İlyas Kaplan
1264

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Sayha


sevmeyip de ne etsek
hiç sevilmez mi
yokluğuna razı olmayan
gönlüne gönül veren
sevmeyi öğreten
eksikliğini dert edinen
sevmesiyle sevilmeye değer olmuşken
seveni, sevmeyip de ne etsek

ah …
bir fark edebilsek
damarlarımızda dolaşan heyecanlarımızı
mevsimleri hiçe sayan sıcakları
tutabilsek tek tek
alından damla damla ter olup düşenleri

gözlerimizi yumduğumuzda
yeni düşler kurduğumuzda
uzaklara daldığımızda
çokça zaman sonra uyandığımızda
arada gördüğümüz hülyaları
hatırlayabilsek
keşke…

gölgeden iki tül
sislerden iki perde
bir sayha ki tan yerinden kopup kanatlanmış
gecenin sinesinde buğuları delip geçen
her sabahın seherine kırağı gibi düşerken
ışıltıları en derine inerken
sıcak tütsüler yükselmişken
başakları altın sarısı bir renge bürünmüşken her yer
tutkulu bir aşık gibi sevebilsek
keşke

söylenmemiş gizli hikayelerden
gecelere saçılmış yıldızlardan
efsunlu bahar yağmurlarından
suyunda alevler
loş ışıklarla yoğrulmuş
tutkulu bir aşık gibi
akıp akıp gidebilsek
yıllarca içerisinden geçip gittiğimiz
yıllar önce gördüğümüz yerlerden

bir deniz kıyısında dalga olabilsek mesela
gemiler göründüğünde
sarhoş adımlarımızla yalpalasak onlara doğru
hüznü , umudu alsak yanımıza
aç kalmasın diye
duygularımızı atsak gökyüzüne

uçabilsek
kendimizden geçip kızılca güneşlere
karanlığın göğsünde rüyalaşan ışıltılara
yer yer ağaran ufuklara
soluk bir bulut içinde
bir fecrin koynunda eriyip
inebilsek ezeli sessizliğe
yağmurun uğultusu gibi

sevmekten başka seçeneğimiz kalmasa
başka şansımız olmasa
sevdaların arkasına sığınmaktan başka
kanat vurabilsek o vakit serçeler gibi
yitik şehirlere doğru
her damla suyun dört yana sindiği yerlere

cebimizde onca yıllık hasret
nefes nefes
bir yığın ses ve kalabalık
güzel bir söz
güzel bir şiir
dağlar ağırlığınca özlem yüklenebilsek

incitmemek adına
ağaçlara, çalılara, kumlara
bulutlara hal hatır sorabilsek
kendini paralarcasına
kendini ateşe atanlara
kendini ateşe attığını bilmeyenlere
bile bile kendini ateşe attığını bilenlere
gördüklerinden
bildiklerinden…

bir kağıda ismimizi yazıp nehre bırakabilsek
köpüğüne bırakabilsek geçmişin en nazlı hatıralarını
yolumuzu kesen ırmaklarla beraber
düşebilsek tek tek bir uçurumun kenarından
her yer hasret yumağına dönüşse
yıllarca beklenen bir sevgili gibi
ümitler sonsuz duygular sonsuz
içimize sığmayan gözyaşları sonsuz

derken yeniden hızlanmaya başlasa dakikalar
uzak hatıraların kucağına kasatura sancıları sızsa
titrek mum ışığında okunsa isimlerimiz
baharların tutuştuğu vakitte aşk ve meşkle
söz kesilse
dil bağlansa
akıl tutulsa

üzerimize bir kanat esintisi olsa gece
bir el dokunmuş da aniden uyanmışız gibi
göğsün en sır yerini kurutan nefes gibi
hayal ile rüyanın birbirine geçtiği vakitlerde
dünyayı bir anlığına durdurabilsek
sığınabilsek en derin sükutun sırrına

her şey serapa serinlik
serapa rüzgar
kum karası gökyüzü
alazsız, dumansız yangınlar ortasında
kavrulup dökülmüş yapraklar gibi
ciğerleri yanmış
içi korlaşmış
en koyu gecelerde
uykusuz şiirler gibi
olabilsek

ölgün şarkılar hüzzam çalsa
saatler dursa
dünya dursa

redfer

İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 16.6.2022 13:35:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İlyas Kaplan