Gökte mermi izleri, yerde kıpkızıl kan var
Avuç dolusu gözyaşı içime dökülürken
Benden kopan kıyamettir
Sessiz çığlıktır
Güneşi bekleyen sabah gibi
Bendeki yürek yanığı özgürlük sevdasıdır
Çünkü ben o zulüm gören Dersim, Diyarbakır, Muş çocuğuyum
Zulme boyun eğmeyen halkların içindeki isyanım ben
İşgalciler şu kadim olan toprakları kana buladı
Her mayına her pusuya karşı öfkem büyük
Kurşunların yüreklere sıkılışı
Tankların uğultusu
Cizre’nin çöküşü
Şehirlerin yıkılışı
Birde namussuz gülüşler
Asla
Bozmayacak moralimi
Karanlığın içinde
Mazlumların katledilişi ürkütürken beni
Fakat yılmak nedir bilmem
Tırnaklarımla
Dişlerimle
Can evinde yırtacağım
Düşmanın peş para etmeyen ciğerini, yüreğini
Çünkü ben savaşın bedelini çeken Kağızman, Digor, Hoçvan çocuğuyum
Bir adım beride zulüm, bir adım ötede ölüm kucak açmış
Bekliyor
Uzun, yorucu özgürlük kavgasında
Çelikleşirken
Kürdistanlı bilekler
Düşmana karşı
Eğilmemeyi görev bilirken
Toz, bulutlar arasından
Hınca hınç kurşunlar yağıyor
Namlulardan
Fitil tutmuyor, dikiş tutmuyor
Açılan kızıl yarayı
Her günün sabahı güneş bekleyen ülkemde
Yanan özgürlük meşalesi büyük bir umuttur bende
Çünkü ben çok kez öldürüldüm Mazgirt, Çemişgezek, Dargeçit çocuğuyum
Gün gelecek faşizmin Munzur’un, Murat’ın suyunda boğulacak
Esarettin zinciri parçalanırken Kandil’de
Dağların doruğunda
Karanlığı yırtan
Beklenen Mezopotamya özgürlük güneşi
Yakından da yakın bana da doğacak
Çünkü ben özgürlük çocuğuyum
Çünkü ben Kürdistan çocuğuyum ben var oldukça içimdeki umut bitmeyecek
31.08.2016
İstanbul
Kayıt Tarihi : 1.9.2016 01:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!