Kısa yol hikâyesidir bizimkisi.
Kırıkları olmasa gönlün,
ağırlığında yükün,
odunları oda taşırken
eğrisine tamah niye?
Yük ağır,
gönül darası.
Galleyi doğrulturken
aldırmak gerek kırıklarını.
Yol uzun ise,
patikası sahi nerede?
Ufukta kaybolan bakışlara
el sallayan ümitleri olmasa,
insanın
bir demlik çayın deminde
boğulası geliyor
hayallerinin.
Denizin sesine karışan kokusu,
ışığa uçuşan martı sesleri,
çalarken Rabbinin kapısını
yabancı gibi…
Bekleme, gir içeri.
İnsanda içeride olan kapı kolu gönlün.
Allah kapısının değil, kolunu
kapısını ardına kadar açmış gönlünün.
Gâfil gezme şaşkın,
han sarhoş,
sen ayyaş.
Nüzul sırasına göre değil,
Fatiha’dan başla hayatı okumaya.
Kayıt Tarihi : 15.3.2019 12:45:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!