Seninle bu sabah bir uçtan bir uca, alabildiğine geniş “Aziz İstanbul” manzarasını seyrediyoruz bir tepeden…
Başın omzumda… Saçlarını kokluyor, alnındaki ışığı öpüyorum.
Arada göz-göze gelip, gülümsüyor.., dudaklarımızın arasına “seni çok seviyorum” diye fısıldıyoruz aynı anda…
Ellerimiz birbirine kenetli, yüreğimiz gibi…
Yakanda hiç solmayan bir erguvan dalı….
Dizlerimizin üstünde.., geçmişte kalan İstanbul’a dair “eski aşıkların ya da aşkı yaşayanların” fotoğrafları ile dolu, içinden hüzün dumanları buram-buram tüten buğulu bir albüm, kulağımızda eski bir gramofonda birbiri ardına çalan İstanbul’un dört yanından şarkılar…,şarkılar…
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla