Şark cephesinde karlar çil çil

İlyas Kaplan
1270

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Şark cephesinde karlar çil çil

bugün şubatın on dokuzu
seferberlik var topyekun
tüm müstahkem mevkiler tutulmuş
bir kez daha durum vahim
kış geri döndü
camlar zangırdadı
kar kapladı
şehirdeki binaları
sokak lambalarını
toprak zemini
kaldırımları

şubat takviminin son deminde
oynaşan onca gölge
hepsi odanın zemininde
birer kar kütlesi bütün suretler
perdeyi hareket ettiren eller
kendini fark ettiren her şey

bir püfla ışıklar söner
muhayyel bir mumun söndürülmesi gibi
boşluğa doğru üflenmiş bir nefes gibi
hayat donar
yaşam biter
heyecan kaybolur
geriye ne kalır ki
tatsız tuzsuz kış mevsiminden başka

bugün şubatın on dokuzu
sokakta kesif bir kar kokusu
bütün sofayı, odaları rayihası doldurmuş
ahali en kalın örtülerini takınmış
tülbentti iğne oyalı kızlar kış hurileri gibi
yedi dağın perisi gibi
sağa sola dağılmış

hep aynı havadisler
mevzular iç içe halka halka genişlerken
hava eğri bir çizgi üzerinde
şekillerin renklerini okşarken
dünya kar istilası altında
zemine düşen karlardan ibaret

şark cihetinde
karlar çil çil
her yerde içli bir keder
şehrin üstüne bütün bulutlar
iyice eğilmişken
rüzgar tiz bir sesle haykırır
beyza bir rüyanın kollarında
şubat saatleri can çekişir

bugün şubatın on dokuzu
bir kez daha
ortalığa öylesi bir ölüm sükuneti çökmüşken
kulağı olan herkes kulak kesilmişken
gök gürültülerini , şimşekleri
tipi,kasırga uğultularını
duymamak mümkün mü

artık can acısa da bir
acımasa da bir
bitmez zannedilen her türlü çile biter
hem öyle bir biter ki
artık fark etmez
müsebbibi kar olan her şey
acıları dindirir

geceler uyumadan
sabahlar uyanmadan
iyice bastırır kış
düşmemek için ayazın döşediği buzullar
saçaklardan yere uzanır
komşu komşusundan uzak
soba başında hayale dalar
her şeyin kar olduğu vakitlerde

hızlı hızlı vurulduğunda
kapının tokmağı
selam faslından sonra
bir besmele çekip
dualar okunmaya başlanır
aydınlanır etraf kar ışıltılarıyla
göz yaşları bir mendil ile silinir
bir elif miktarınca

bir kağıt çekip önüne
sessizce oturur
bir şiir resmi çizer şair
önce küpeştesine doldurulur imdat çığlıklarını
ağır yenilgileri peşi sıra
kapısı mıhlanmış sokaklara gizler
kar beyaz hayalleri

hayatı hatırlatır şubatın on dokuzu
bilinmeyeni söyler
bilinmeye yükseltilişleri yeniden hatırlatır
sükunet düşürür
vebali candan öte ezalar getirir
sessiz sedasız

karanlıktan öteye geçmeyi öğretir
rengini birdenbire değiştirir gök kubbenin
kasırgalar patlatır
ufukta gittikçe yaklaşır dağlar gibi dalgalar
karışır yer ile gök birbirine
denizin altı üstüne gelir
sular kabarır
tufanlar kopar

koca koca kar bulutları
tanıklık eder
tepeden tırnağa gün boyunca
işgal edilirken yeryüzü külliyen
bir an bile durmaz uğultular
başını sokacak damı olmayana
bacası tütmeyen evlere
Allah yardım etsin artık

bumbuz havaya rağmen
kaybolmuş renkler üzerine
kufi hatla yazılır şubatın kaderi
cisimlere bir bir istiflenir kar taneleri
kar üzere anlatılır hikayeler
bir varmış bir yokmuş diye
evvel zaman içinde
kalbur zaman içinde…

bugün şubatın on dokuzu
kış geri döndü
camlar zangırdadı
kar kapladı
şehirdeki binaları, sokak lambalarını
toprak zemini
kaldırımları

redfer

İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 21.2.2022 11:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İlyas Kaplan