Neşeli bir insan yüzünü aydınlatmaya hasret sarı sokak lambası,
Bulutlar gibi buğulu bakan iki çift göz iki farklı bedende,
Kelebek olmadan melek olar zavallı tırtıl,
Rüzgara boyun eğen, kirlenmiş, gri bir kar tanesi...
Temiz pak yüzde, ışıl ışıl, yosun tutmuş iki yeşil göz.
Simsiyah pencereleriyle yeşile hasret zavallı metropol,
..
Gözlerinden çiğ tanesi gibi dökülen yaşlar,
Bana sonbahar mevsimini, uçuşan yaprakları hatırlatır.
Kızıla çalan, kurumaya yüz tutmuş sarı yaprakları,
Ve sona bir adım daha yaklaşan tüm insanları.
Mevsim işte sonbahar,
Sokaklarda bir tek, çisil çisil yağan yağmurun sesi
..
Sarı güller…
Ayrılığı simgeler sarı gül
Burukluk bırakır insanın içinde
Ateşle barut gibi delip geçer kalbi
Geride ise bir harabe kalır
Kalbin bahçesinde açar sarı güller
Solar diğer renkteki çiçekler
..
Masamda sarı bir zarf. Sarı zarfta sarı bir
yaprak.Yaprakta saklanmış sarı bir sonbahar. Sonbahar
kadar hüzünlü bir yazı, yaşanılan güzel anlara son
nokta, kabullen(e) mediğimiz gerçeğimiz, kırmızı
kalemle, büyük harflerle yazılmış AYRILIK...
Ayrılık yazmışsın yeşil bir bahardan kopup
gelen bu sarı yaprağın üstüne. Son demişsin yaşanmış
..
Kucaklarımda kabaklar, ellerimde meşaleler
Takozu alınmış, geri gelen at arabalarında
Bir nitralyoz sarı, atmaktan kızarmış eller
Geride öküz, arabasını aramakta
..
Dünya mavi atlas top
açıverdikçe terzi önüme
sarı yalnızlık haritası
Mavi topu har eden
..
Sarı kızıla dönerken yine
Boğazın ardında bulutlarla kavgalı
Elimdeki bir bardak çay ısıtmıyor içimi
Sen yoksun diye...
..