Kırık bir ışık kapıda belirdi.
Solgun ve sarımsı bir toz rengiyle,
İçime yansıdı.
Yine özgürsün sarı çocuk!
Diye haykırdı.
İçilecek haldesin sarı çocuk,
..
Bulutlar eğilmiş Kaplan Dağı’na Efem
Gökyüzü kararmış şimdi şimşekler çakacak
Alangüllüden yola çıkmış Sarı Efem
Cepkeni parlayacak gözler kamaşacak
On beş kızanıyla Çavuşlardan geçti Efem
İncir ağacı zeytini kucaklamış
..
Yapraklar birer birer kopuyorlar dalından.
Yaz bitti bak güzelim, güz mevsimi geliyor.
Göçmen kuşlar uçup gidiyorlar buralardan.
Soğuklar başladı bak, geldi sarı sonbahar.
Gezdiğimiz o kırlar yapraklarla donanmış.
Yeşil örtü kaybolmuş, hep sarıya boyanmış.
..
Sana birgün olsun içimi açamadım
Nasıl sevdigimi haykıramadım
Kendimi sana iyi tanıtamadım
Kem gözlere inandın sarı saçlım
İsmin kendin gibi yüce
Bir başkalık var senin gönlünde
..
Sarı kilim örmeli
Yari nerde görmeli
Yari gördüm diyenin
Gözlerinden öpmeli
Sarı kilim saçağı
Kından çekdim bıçağı
..
Elimde yarı kasvetli bir şiir defteri
Ortasında sarı solmuş bir gül
Etraf koyu karanlık bir gece
Ve hepsinden ötesi
Koyu karanlık
Yarı kasvetli
Sarı solmuş biri
..
Kem Tanrı'nın rengiydi oysa,
İnsan gökyüzünü oruspu bir maviye boyadı sadece,
Hepimiz;
Kinleri öfke ile yıkanmış açlıklarını besteler ile süslemiş leriz sadece,
90'lık ninenin tükürüğü gibi,
Ten'imiz sarı,sarı;
Ah bu ağıtlar toz perileri uyumsuz sözcükler ölümler sizler neden varsınız..? ? ?
..
Ölüyorum henüz bahar gelmeden çekip gidecem koynumumdaki kadının kokusunu üzerimden atmadan toprağın suya ihtiyacı gibi ve henüz yürek ateşim sönmeden etme eyleme ayrılık benden uzak dur gecenin bu vakti yakamoz vurmuş en haylaz yanlarıma dervişin dünyası yüreğimin en asi yerinde kime desem ki seni...
Gözlerindeki ben de bıraktım arkamdan ağlayan gözyaşlarını hey ömrümün en uzun hikâyesi ve alın yazısı sarı kazaklı kadınım...
Kanımdaki aşk oranı seninle vardı dilim bir esmer türkünün içinde dolanıp durdu öksüzlüğümü söylüyordu uzaklardaki dertli bir türkü yüreğim yanmış ve savrulmuştu.
Külümü bir kuşun kanadına bırakın uçtukça külümü savursun öksüzün yurdu olmazmış desin.
..
Sarı sıcaklardan al beni
Siyah gözlerine götür
Sensiz ölüm buralar
Ya yanına al beni
Ya da gitmeden öldür
Sarı sıcaklardan al beni
..
Geceyi gündüzü fark
Edersin.
Sarışınsın, güzel mi
Güzelsin.
Sana olan hasretim artık son
Deminde.
Rüyalarıma giriyorsun
..
Sana son şiiri okumadan ben,
Bir gurur uğruna çekip gittin sen.
Yıldızlar kayboldu,mehtap artık yok!
Yanmak nasıl olur bilirmisin sen?
Aşk denizi o gün birden duruldu
Umutlarım yerden yere serildi
..
Yaşamak dediğin,
Bir sonbahar serinliğidir...
Dökülen sarı yapraklara inat,
Gelecek olan yazların hayalidir...
..
Gün ağarıyor,
Yaprak sarı,
Güneş sarı,
Su sarı.
Düşmüş güzel yüzüne
Baharın en uçuk rengi,
Şimdi yağmur zamanı,
..
Sana sarı Tulpa sp.ler çaldım öğrenci laboratuvarından
@biyomann
Kime; Sana
Neyi; Sarı Tulipa sp.ler
Ne yaptın; çaldım
Nereden; öğrenci laboratuvarından :)
..
Sanki sözleşmişler gibi
Biri sağdan, biri soldan
İki fıstık orta yerde
Karşılaştı iki yoldan
Birinde kırmızı hırka
Biri giymiş sarı etek
..
Bir erzim var gulluğuna refigim
Gör nece çekibdi yar ala meni
Ol tutub cismimde yanar ataşlar
Seyregibler goymur yar ala meni
Eyleyibsen gül rengimi sarı sen
Terlan ovlağına goyma sarı sen
..
-
Bazen hayal meyal Istanbulda olurum,
Boğazda deniz kıyısında seni yürürüm
Bütün ıstanbul üstüme çullanır!
Martılar bile çığlık çığlığa kovar beni!
Pruvasız gemiler geçer üstümden,
Deniz koca koca dalga olur boğar beni!
..
Hayat alır seni, götürür bambaşka bir ülkeye…
Çocuk olursun sarı saçlı bebeğiyle oynayan,
Habersiz, saf, canayakın…
Hiçbir zaman bilmeden geldiğin ülkeyi,
Sana göre her şey sarı saçlı bebeğin kadar sessiz,zararsız ve ortak…
Acımasız bir girdabın içinde büyürsün hızla,
..
bu gün yine hüzün ve buruk bir gece inadına uyku girmedi gözlerime saat sabahın 5 i sahilde denizin dalgalarını seyrediyorum hırçın dalgalar inadına yüzüme vuruyor hayellerimi bozmak istercesine bense aksine denizin derinliklerinde ta uzaklarda soluk sarı yanan gemi ışıklarına kiltliyorum kendimi sanki o uzaklarda birini bekler gibi özlem duyar hasratle iç çekerim gözlerim nemlenir yüreğim burkulur o özlemle öyle baka kalırım içimde biriken mutsuzluğumun zehrini denize akıtırım adeta.güneş yavaş yavaş ağarıyor ve tabiat ana uyanıyor nekadar canlı varsa güne merhaba dercesine bütün güzelliklerini sergiliyor bendeki o sır perdesi kalkıyor ve yeniden hayata dönüyorum aşkla sevdayla yeniden bağlanıyorum hayata...ve aklıma bir kaç şiir sözüğü geliyor herşey sağır sessiz içimde ne şiir ne muzıki öylesine dağılmış öyle çözülmüşümki yetsin bu hasratlik yeter diyorum özlemim.
..
Aşk’ın feracesi sarı artık
Eylül bulaşığı saçlarımda ebabil kuşları
Rüzgâr buruşur, bir yaprak düşer
Kutsanır hüsün
Dikenlerle bezeli ellerimde gül
Sarı sıcak kurak tenim Eylül
..