SARI ŞİİRLERİ

SARI ŞİİRLERİ

Erdem Ak

Hoyrat rüzgarın bozkırda önüne kattığı
sarı bir dikenim, ben.
Yuvarlana yuvarlana ve eşeleyerek bozkırın karnını
Savrulur giderim.

Bozkırın bir yerinde parçam kalır
Dönüp alamam
..

Devamını Oku
Fikret Turhan

Aynaya bakıyorum
Kendimi değil..
Seni görüyorum...
Elimde kalemim..,
İsmini yazıyor...
Dağlara..denizlere..yıldızlara...
Mavi mavi gözlerin..
..

Devamını Oku
İlknur Tavasav

En son ne zaman almıştım kalemimi elime...V e seni yazmıştım dizelerime,adını anmadan,yüzüne bakmadan,sadece bir hayale seslenmiştim.Yasemin kokan bolkonumdan, körfezin kızıllığına baka baka iç geçirip sadece bir yudum huzur,kuş kanadına sığacak kadar da mutluluk dilemiştim.

Dedim ya çok uzun zaman oldu.Kalemime dokunmayalı,kağıtları bu olmadı deyipte buruşturup atmayı.Kasvetli bir o kadar da karanlık zamanlardı.Ben ozamanlar büyük bir galakside küçücük bir gezegendim.Yalnız,yapayalnız...Teleskopumdan evreni seyrederdim.Kah gülerdim nergisler açardı dört bir yanımda,kah ağlardım yıldızlar düşerdi gözlerimden,ay'ın çekimiyle med cezirleri yaşardı içimde ki büyük okyanuslar.

Özenirdim,gıptayla bakardım günebakan çiçeğiydi kıskandığım tek canlı nesne.Her daim ışığa yönelirdi açardı tüm ihtişamıyla.Akşam olunca usulca sokulurdu adeta kabuğuna.Ve her güneşi gördüğünde tekrar tekrar yaşanırdı bu seranomi.Ben bir günebakan çiçeği olmayı hayal ettim bu yüzden...Sen se benim hiç batmayan güneşimdin.Ben bunun böyle olmasını dilemiştim.Bu yüzdendir karanlıktan korkum geceyi hiç sevmem.Bu yüzdendir ki kara kışa düşmanım.Ben hep baharı yazı severim.Ve bu yüzdendir ki yalnızlıklara düşmanım.Ben bir günebakanım, koca tarlarda sarı sarı boy gösteren,güneşe döndükce onu takip ederim.Sen bu yüzden benim,ufkumda hiç batmayan güneşimsin.Sen nereye gitsen ben seni peşin sıra takip ederim...

Ta ki hasada kadar sevgilim...Sen üzülme hasat zamanı gitsem de yeni bir baharda yeniden yeşillenirim ve yüzümü yine sana dönerim...yeniden...dönerim...Ufuk çizgisine ben seni hep beklerim...
..

Devamını Oku
Şule Akşit

Doğru söylüyorsun
İkimizde ağacız,sonuçta
Sen baharı yaşıyorsun,
Çiçek çiçek
Dallarına arılar konuyor
Benim dallarımsa şu an
Sarı sarı,
..

Devamını Oku
Oğuzkan Bölükbaşı

sarı
sonbahardır yapraklarda
hüzündür çiçeklerde
yaşamın iç çekmesidir
eski resimlere dalıp
fotoğraflar sararıp ta silinmeye başladığında görüntüler
saçların sarı kalır aklımda esintiler sarıdır
..

Devamını Oku
Zekeriye Tek

Boynu bükülmüş sarı papatyamın.
Yorulmuş dört nala giden beyaz atım.
Menziline ırak düşmüş küheylanım.
Çatlamış çukurunda gözyaşlarım.
Boynu bükülmüş sarı papatyamın.

Şair: Zekeriye Tek Darıca
..

Devamını Oku
Mahmut Güzelgöz

Atıma verdiler sarı samanı sarı samanı
Ağamı vurdular gidi öğle zamanı vah ölüm
Evimi sen yıktın oy belimi sen büktün oy

Yüce dağ başında unum elendi unum elendi
Sırma bıyıklarım da gidi kana bölendi vah ölüm
Evimi sen yıktın oy belimi sen büktün oy
..

Devamını Oku
Gülşen Şenderin

Yaşamın iki yanıdır; acılarla mutluluklar
Çıkılan bu sarp yokuşta, dikenlidir yolculuklar
Umutların hep enginde, tanımazsın engelleri
Aldırmaz bu hayat sana, batar azgan dikenleri...

Kim ne buldu bu evrende, kor yeşil hep mi umuttu
Gün oldu çağlattı yaşam, gün oldu felek unuttu
..

Devamını Oku
Taner Nişancı

Taşmak isterim aşamam bendimi
Eller ne bilsin ki benim derdimi
Yaşasam da bulamam ki kendimi
Can evim yanık can evim yaralı
Sarı Çin Uygur Türk’ünü kıralı

Hani nerede birleşmiş milletler
..

Devamını Oku
Birol İşcan

Ayrılık ezgilerini çalan yayları
Sonbahar dallarından yaparlarmış.
Ve kanunmuş böyle sarı şaçlar kullanmak..
Derlerdi aşkı sarı yaşamışlar sonbahar insanları…

Ve şimdi arkanızdan ben ne yazsam,
Ne tutsa ellerim, heryer sapsarı.
..

Devamını Oku
Hamit Yakar

Ruhumda karışık,karmaşalar yaşarken,
Seni gördüm pencerede ders çalışırken.
Saçların yüzüne dökülmüş tel,tel.
Ey sarı saçlı, yeşil gözlü güzel.
Hayalin zaptetti her anımı.
Paylaşıyor benimle tüm zamanımı.
Saçların yüzüne dökülmüş tel,tel
..

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Harcanmış anların kıyım koltuklarında vakit kış, dudağımda ıslak bir öpüş
Yankılı odalarda sensizliği dinliyorum, üşüyen gövdemin alazında yangınlar
Kendi masalımın tabakasında anılar, kimi düşselim, kimi melankolik bir düş
Aşk yüzüyor sarı denizlerimde, birikti seven yüreğimde sevgi/li/ye mektuplar

Buyruklarla bükülü endamlı ruhumuzun ipeksi yollarında yürürken korkularımız düşlerimizi kovalar ve tanımadık bir el sürekli ruhumuzu okşar. Yaşamın merkezidir korkular, bunun için gönlümüzde oynaşır ışıklar. Bizler gün ışığına yürürken, renkler geniş ovalarımızda inadına birbirini konuklar. Günler devrilir peşi sıra, aşk, sevgi ve sevda bedenimizi yontan, kemiren bir akrepçe o yaşanası yollarda bile gözlerimizin kapanmasını bekler.

..

Devamını Oku
Deniz Bora Koçak

Odamda ki, sarı şiir kırıntıları susam gibi tane tane hani bir fırına ömür sürsen onları eksen üstüne... Aşk olurdu hemde ne güzel be!
..

Devamını Oku
Abdullah Karabağ

Rüzgâr mı bırakmış sel mi sermiş seni yoluma
Yüz yüze kapandım üzerine sarı bir yaprağın
Göğüs göğüse bir şahin vuruşmasından mı yoksa
Teke tek kapışmasından mı kopup gelmiş yoluma

Kapandım üzerine özlemlerimin çöl tutkusuyla
Dedim sevdim seni her daldaki tomurcuk ile
..

Devamını Oku
İbrahim Taner Ateş

Baharda başlarmış en güzel aşklar ve sarı sarı papatya yapraklarında bir seviyormuş bir sevmiyormuş sevgililer...Bir bakışla başladı her şey, masum ve tertemiz bir gülümsemede gizlediğin gamzelerini ortaya çıkaran bir merhabaydı,biraz ürkek ve biraz çekingen.
Dudaklarının arasından çıkan her bir kelime,okuyup ezberlediğim bir şiir en can alıcı kelimeleri oluyordu beynimde yankılanan....
Kimseyi sevemem bir daha derken, kalbim soğuk ve karanlık düşlere dalmışken,hoş geldin hayatıma kumru sevdam.
Korkusuz ve hayatla dalga geçerken,şimdilerde daha bir ürkek ve dikkatli atıyorum her bir adımımı.Yaşanacak her mevsim seninle anlam kazanacak ve seninle son bulacak...
Her bahar sabahı senin yarattığın sevgi ağacında bir çift Kumru Sevdası ile uyanıyorum artık hayata....!


..

Devamını Oku
Nazmi Öner

SARI BİNA

Giresun denilince
İlk gelen aklıma
Karabulduk’ta, sarı bir bina.
Yeşil bir penceredir şimdi
Geçmişe açılan
..

Devamını Oku
Dilek Fırat

AH GÜLİZAR
Yürek ülkesinin izbelerinde şehla bakışlı ayrılık hiç çekmedi ki hüzünlü gözlerini Gülizar’dan. Hüzünleri öfkelere bileyip limon ağacının dallarında küçük küçük, sarı sarı güneşleri verdi ellerine mutluluk diye ve sonra açınca güneşini, ekşiyen suratını gösterdi ona derviş (b) akışlı Urfa’sı bile. Yenilmiş bir kalbi var demiyorum her şeye rağmen, yenilgileri ile güzelleşen bir yürek ve yürek ülkesinde onu hiç yalnız bırakmayan yaralı ahdesi ve en vefalı dostu ayrılıkla ne çok hüzün biriktirdiler ve ne çok yıkadılar hüzünlerini topladıkları yağmurlarıyla. Neyse ki ayrılıkları bile kendi ülkesinde güzelleştiren iradesiyle cebin değildi ve ne çok kere düştü cidarından yüreğinin, üstelik çevikti de düşüşlerinde. Ehlibeyt ashaplarımı vardı onu koruyan, meramı sıdk’tan yanaydı onun, ondan mıydı ki her düşüşünde ve her olağan ıskalanmasından hayata, yine kaimdi o, her sonralarında bile düşünüşlerinin. Onu umutlara teşrif eden iradenin dimağımıydı yoksa, yoksa mutluluk, anafor kokulu bir ütopyamıydı ki bu kadar gözleri kamaştıran, rengârenk gökkuşağı gibi kendini yakından gösterip, kendine yaklaşıldıkça çok uzaklara kaçan, pencere arkasında sevgilisine gizli gizli bakan yağmur kızın silueti gibi. Sarıkamış’sa daha ilk gün tıpkı bir arus gibi karşılamıştı Gülizar’ı ve tanıttıkça kendini kimi zaman asudeydi, kimi zaman sükûndu ve efil efil başlayan kar fırtınasıyla kimi zamanda feveran bir çığlığa dönüşüyordu Sarıkamış! Kendi yüreğinin zulasında hiç bir şeyi bırakmayıp, beyaz örtüsünün üstünde tüm pinhanların emarelerini ele vererek çirkin realiteleri difüzyona uğratıyordu kar ve Sarıkamış.. Bu şehirde, kar bir kere kapatmıştı 90 bin kardelenin üstünü, bir daha hiçbir şeyi kapatmamaya yeminliydi sanki bu şehir. Ömür takviminin sayfaları boşu savruk ese, şimdi saat tamda tüm umutları umutsuzluk geçe, Doğu’da cehaletin töresi, Batı’da medeniyetin töresiyle yenilgilerin çisesi kaçtı gözlerine Gülizar’ın. Gülizar terör raylarının siluetinden gözüne takılan ahlarını ve dişlerine takılan öfkeleriyle meal verdi sayfalara, akıllar başa gelsin diye! Yazar, kaleme almak için çıktığı Ah Gülizar romanın Urfa yolculuğunda, Urfa’nın müze kent görünümüne “merhaba” dediğinde, Urfa, dar sokakları, eski yapıları ve fonetik esintisiyle Gülizar’ın yüreğini yazarın ellerine veriyordu adeta, her cadde, ve sokakta Ah Gülizar’ı ahlarıyla topluyor gibi oluyordu yazar. Gülizar’ın baba ocağının avlusundan şöyle bir başını uzattığında iki çocuk, ekşi yüzlü o koca yaşlı ağacın etrafında oynuyorlardı! Çocuklardan birinin adı Didare, diğerinin ki ise Gülizar’dı. Yüzü ekşimsi yaşlı ağaç, etrafında koşuşturan Didare ve Gülizar’a, halaları Ah Gülizar’ın efsanesini, sakızlaşmış gözyaşlarıyla ve gıcırdayan höykürmeleriyle anlatıyordu lakin küçük Didare ve Gülizar bu yaşlı ağacın anlattığı yazgıları anlamayacak kadar küçüklerdi. Urfa’da başlayan kaderi aşk, Elazığ, Sarıkamış, İzmir ve Amerika’da soluk alıyor; hayat cümlesinin virgüller sonrası hastanenin iltica noktasında, Iğdır, Erzurum, Ankara, Antalya, Tunceli, Trabzon, Mardin ve Manisa şivesi, fenomeni bir yordamla soluk veriyor insanlığın irkileceği ve tarihin gelmiş geçmiş en içler acıtan bu sentezi romana. Gülizar’ın rapor ettiği bu benzersiz ve çarpıcı romanı okudukça, gücünüzü kaybedecek, adeta bir dizi seyredeceksiniz dimağınızda! Lakin okumadan kimsenin asla ve asla göremeyeceği kadar tutkulu bir sevda, beşikten mezara, Doğudan Batıya, Doğuda kız, Türkiye’de kadın olmak adlı büyük, bir romandır, Ah Gülizar.
EJDER’İN KIZI Dilek EJDER
..

Devamını Oku
Sinan Karakaş

KIRMIZI SARI YEŞİL

Sana kırmızı yanarken, neden hala geçiyorsun,
Yaşatma dururken neden, ölümleri seçiyorsun
Aklında mı sorunun var yoksa sorun gözünde mi,
Azrail değilsin amma, yeni roller biçiyorsun.

..

Devamını Oku
Ali Sözer 2

Adı şanındandır.
Huyu kanındandır.
Meyi kavundandır.
Sözü adamdandır.
Yoksa sen, Çerkez misin sarı kız?

Kokusu dağındandır.
..

Devamını Oku
Ahmet Tevfik Ozan

Osetya’nın Sarı Gülü Alana!
Haritaya kan damladı,bilmezsin..
Ve bilmezsin,sen cennete uçarken
Gözyaşları kandı,binbir yalana..

Ayçiçekler, çiçek çiçek gülerken
Yaprağından damlamasın,kızıl kan!
..

Devamını Oku