Sen, sarı eylül;
- sonbaharın şarkısı -
Sen, melânkoli;
- sarının en acısı -
Elinde bir demet başak;
- başaklar ki sonbaharın tanrısı -
Gözlerinde uyur en yorgun yeşil;
..
Kafamı kaldırıp baktığımda,
Dolabımın üstende duran, o sarı çiçeği gördüm,
Gölgesi duvara yansıyordu.
O dik görünüşüne rağmen, biraz da eğikti sanki! .
Onu bulduğumda, belkide çok geç kalmıştım,
Bana açılmakta gecikmişti,
..
Sonbaharın yorgunluğu
Sarı yapraklı ağaçlar gibi
Uçuşuyordu bir oraya bir buraya
Zamanlı ve zamansız…
Umutlarımızı yazmıştık
Sarı yapraklı ağaçlara
..
Bir kadın geçiyor
sarı yaprağın içinden
Bir kadın cenaze gibi geçiyor
içinden sarı yaprağın
Bir kadın geçiyor
Sen olmalısın yarı bilinçli sağrılara beni bırakan
..
yaz geceleri
sarı sıcak
şehirden uzak
çırasıyla yanyana
her evde kaynana
yaz geceleri
harmanlarda
..
nevriye teyze kilotlu çorap giyer
bir aslanla evli olduğu halde
kedicikler doğurmuştur eşine
üç siyak bir sarı kedi
aşığım sana ey sarı kedi
yeter çıkartın artık aramızdan bu kara kediyi
..
güz gözüme düşerdi
daldan yere bakarak
yar aklıma düşerdi
her yaprağa basarak
güzüm sarı sarı
gözüm zarı zarı
..
Ansızın...
Anımsadım...
Senin sarı saçlarını
Öylece...
Kopartırken...
O sarı kırzantemi...
Algıladım...
..
Sensizlik akşamlarında bir umuttur gülüşün
Seni çok özledim be sarı gülüm
Seni kaybetmek korkusu
Nefesidir, sırtımda ölümün
Gücüme gidiyor
Seni İçimde saklamak
..
bir azaba uğramış gibi gözlerin
çekilmiş dere yatağına dönüşen yüzün
ve
tövbe kadar beyaz bir deniz
sahildeyiz
ve yağmur yağıyor
sarı sarı saçlarını düşünüyorum
..
Zülfü sarı, sarı ten ela gözlü
Kartal bakar,yakar içi, tok sözlü
Deler yürek, güzel dilber, ay yüzlü
Dönüp dönüp gezsin, pervane daim
**
Eder eder lezi diyerek söyler
Lebi derya gele dediler, bekler
..
Gördüm bir sarı çiçek, dibinde bir duvarın,
O an huşu içinde; dedim işte bu gerçek
Duvar kale duvarı sanki, acep siper mi ola,
Narin sarı çiçeğe?
Toprağa vefalı göğe sevdalı...
Güneşte yanmış sarı açmış sevdası.
..
Sarı saçlı güzel melek
Ölüme sarıldın tebessüm ederek
Topraktan gelipte toprağa giden
Yaşama şöyle merhaba diyip
Ne çabuk ta gittin Yasemen
Sarı saçlı güzel gülüm
Sana yakıştı mı ölüm
..
Gözlerine baktım yeni ağlamış
Ciğerini aşk ateşi dağlamış
Hayattan ahını bir gün almamış
Oturup ağlamış vay sarı gelin
Yıllarca beklemiş sevda yolunu
Anlayan çıkmamış garip halini
..
Ayrılıkların başladığı hüzün mevsiminde
Bulutlar bile gözyaşlarını tutamayıp ağlar gökyüzünde
İçimiz sıkılır,pek dışarı çıkmayız otururuz karınca gibi yuvamızda
Evde ise bir telaş vardır temizlik yapılır odalarda
Ülkemizde tadı bambaşkadır güzün
Biraz yoruluruz ama buna değer; kelimelerle anlatılamaz
..
Bugün de ellerim bomboş geldim sanma
Uğruna döktüğüm yaşları getirdim avucumda
Belki bu kez inci bir gerdanlık 24 ayar bir bilezik değil ama
Bağrımda kanayan yaramdan bir bir yudum acı getirdim sana
Geçen gün işyerinin önünden geçtim
Öylece baktım ismin yazılı camlara
..
Sene iki bin iki
Bin yıl önce olduğu gibi
Mavi yine mavi, sarı yine sarı
Yeşil yine yeşildi
Oysa aşkın adı;
Sen diye değişti…
..
Saat kaç diyemedim
Haydarpaşanın buhar kokan banklarında konuşurken
Ne cebimde eriyen beyaz çikolotanı,
Nede paltomun içindeki sarı gülünü veremedim.
Zaman nasıl durdurulur Allahım
Hangi dua edilir?
Bu tren, bu vagonlar
..
Bugün de ellerim bomboş geldim sanma
Uğruna döktüğüm yaşları getirdim avucumda
Belki bu kez inci bir gerdanlık 24 ayar bir bilezik değil ama
Bağrımda kanayan yaramdan bir bir yudum acı getirdim sana
Geçen gün işyerinin önünden geçtim
Öylece baktım ismin yazılı camlara
..
İnce bir izdir önümde, yollar
İnerken aklımın oymaklarına akşam
Kal, git; gitmek bir tutkudur
Bilinmez bir ölümü evetler
Her şey aslında hazan sarısıdır
Yollar bile...
..