Gönül vurulsaydı deli gönlüne,
Yarasını sararmıydın sarı kız?
Talip olsa idi kalan ömrüne;
Hal hatırın sorarmıydın sarı kız?
Sarıdır saçların, gözlerin yeşil,
Gelmedi dünyaya böyle bir nesil,
..
Doğurmakmı marifet, yoksa kanat germek mi?
Gittiğin yol cehennem,gitme sarı papatyam....
Gözüm den sakındığım, seni ona vermek mi?
Gittiğin yol cehennem,dinle sarı papatyam...
Aşk gözünü kör etmiş, görmezsin hiç ananı,
Gözü yaşlarla dolu,içten içe yananı,
..
Benim sevgilim sarı saçlı dev adam.
Ateş mavisi gözlerinde gördüm sevmeyi,
Özgürlüğü...
Seni seviyorum sarı saçlı dev adam..
Bu gün ayakta dimdik duruyorsam,
Senin bana verdiğin cesarettendir.
..
Yer sarı, gök sarı, sabahlar sarı
Sararmış baharın al yanakları
Semaya asılmış solgun bir güneş
Kendine eş seçmiş hazan sarıyı
Sonbahara esir olmadan kalan
Sarıya nispet, bir çam ağaçları
Bir de ufuktaki o gökkuşağı.
..
Bakınca göz değer diye yar eller
Duyunca söz eder diye kem diller
Görünce kıskanır diye bülbüller
Sarı saçlarına gül takamadım
Kendini senle bir tutmasın diye
Kokunla uykuya yatmasın diye
..
Yüzbinkez tövbe etse,muallasız bu deniz
Yüreğimde taş bitse,acısı gitmez sensiz
Sarı gelin çıkta gel,bensiz olmuşsun sen el
Yarası geçmez sensiz,gözyaşın olmuş bak sel
Hakikatın çeşmesi,gönülde akar durur
..
Güneş doğar ankaranın dağına
Bülbül konar bahcesine bağina
Yaşı gelmiş sevilecek çağına
Sevmelerekıyamadım sarı kız
Beşi birlik dolamiş gerdana
Görücüler gelir durur kapına
..
bu gün güllerden sarı...
nefretinin doruğunda demlediğin, yalnızlığımı içiyorum yine ellerinden
izini yine şiirlerle sürüyorum kalabalıklardaki iğrenç ten kokuları arasında
ve nefretini hatırlıyorum salılara ve aşkını sarılara
gülümsüyorum..
sana belkide güzele dair bıraktığım tek şeye sarılıyorum ve diyorumki
bu gün güllerden sarı..
..
sarı saçlarını döksen yüzüne
tutsam ellerinden baksam gözüne
inanırdım senin bir çif sözüne
sevdan ile yandım ben sarı gelin
türküler yazdımda gelin adına
varamadım sevdam ayrı tadına
..
Mutluluk ormanının derinliklerinde, huzur ve mutlu isimli iki yol ayırımının kesiştiği noktada, yedi kandili içinde taşıyan, cezve şeklinde yıldız kümesi varmış. Bu yıldız kümesi tüm canlı ve cansız varlıkları farkındalığa ulaştırırmış. En çok değer verdiği ise sonbahar da bağbozumu yaşadığında topladığı yıldız değerleri yaprak sepetinin içine yerleştirmekmiş. Yerleştirme sebebi ise katkı sağlamakmış. Yeşil kelebek yardımsever ve paylaşımcıymış.
Yeşil kelebek farkındalık için seyahatteymiş. Kozasından çıktıktan sonra, değişim ve gelişimini tamamlayabilmek için, fedakarlıkta bulunmuş, özverili davranmış. Birliktelik için uzak diyarlara da gidebiliyormuş. Fakat elinde kalan hep sıfır rakamıymış.
Mavi Kelebeğin misyonu değişimci düşünüş tarzı ile canlıları özgürleştirirmiş. Her özgürleşene küçük sözler ile ay dede hediye edermiş.
Sarı Kelebeğin misyonu ise gülümsetmekten yanaymış. Her türlü renkte, şekilde kare, daire, dikdörtgen, üçgen gibi bakış açısı gözlükler takarmış.
..
Geçerken bir köşkün kapısından
Uzattık elimizi tuttuk
Pencereden koparttık
Elimizde bir mimoza
Sarı
Yaralı
Ve kopmuş dalından ayrılmış
..
Salına salına geldi yanıma
Bir deli sevdayı sardı başıma
Aşkın zehirini kattı aşıma
Ölürüm de geçmem sarı gülümden
Gözleri gözüme baktığı zaman
Teniyle tenimi yaktığı zaman
..
Göklere yazıldı beyaz ile 'Beyaz Kartal'
Aslan oluverdi yeşil sahalarda bir aslan
Liva, dalga dalga süzüldü sarı ve kırmızı
Akın akın kaleye aktı; yaktı alevden alev
Toplar gümbür gümbür rakip kaleye aktı
Ali Sami YEN ile gollere neşeli şen baktı
..
Feryadımı bildir yâre.
Sarı sazım telli sazım.
Dert dökmeye sensin çare.
Sarı sazım telli sazım.
İçimde kalmasın efkâr.
Dağıt tüket olmasın zar.
..
YASAKLI SAKLI HAPİS YÜREKLİ Bir SEVDANIN GÜNLÜĞÜ...
Ay beyaz gök mavi yıldızlar ışıl ışık
Ağaçlar kahverengi dökmüş sarı sarı yapraklarını yerlere
Döküyor en son dalında kalan sarı sarı yapraklarını başım üstüne avuçlarıma dizlerime ayaklarımın dibine
Hınzır bir rüzgar tırmalıyor yüzümü,
soğuk ısırıyor bedenimi
..
Göklere yazıldı beyaz ile 'Beyaz Kartal'
Aslan oluverdi yeşil sahalarda bir aslan
Liva, dalga dalga süzüldü sarı ve kırmızı
Akın akın kaleye aktı; yaktı alevden alev
Toplar gümbür gümbür rakip kaleye aktı
Ali Sami YEN ile gollere neşeli şen baktı
..
Ayva sarı yar sarı
Ben öpmedim o yarı
Eller öpeceğine
Onu öpsün yer bari
Halil Çolak 24.11.2005 Ankara
..
Tebessümlerine umut bağlıyorum
Teselliyle yüreğimi dağlıyorum
Tanıdığım günden beri ağlıyorum
Döktüğüm kanlı YAŞA yazık sarı kız
Bir kez kulak vermedin gönül çağrıma
Her şeyin ağrıma gidiyor ağrıma
..
Güneşi çil bir horoz uyandırır,
Sabahı bir tül gibi sarar bulutlar,
Sarı safran tomurcuk tomurcuk açar,
Güneşe senede bir ekim günü aldanır,
Güneşi çil bir horoz uyandırır.
Sarı çiçekte gece, boz bir kurt ulur,
..
Her sonbahar gelişinde dökülür yapraklar birer birer, her biri bir tarafa savrulur… “Hazan mevsimi, doğanın da ölüm mevsimidir” derler… “Elveda zamanı, hüzün mevsimi, ayrılık mevsimidir” derler. Oysa ben mevsimler içerisinde en çok sonbaharı severdim bir zamanlar. Uçurum kenarlarında açan sarı sarı çiçekleri bir de çiçekler arasında. Düşme tehlikesiyle de olsa uzanıp kokusunu içime çekerdim yudum yudum, nefes nefes... Hayatın bütün derinliğini, dinginliğini, gizini orada ve onlarda bulurdum...
Dalından ayrı düşen her yaprağın hüznünü yaşıyorum şimdi ey hayat! Sararmış, gazel olmuş, solmuş ve rüzgarın önünde savrulan yaprakların hüznünü… Gönlümde sonbahar rüzgarları esiyor, şarkılar daha bir içli çalıyor şimdi, gönlüm yorgun, gönlüm küs, gönlüm suskun... Boğazımda düğüm düğüm hasret, bulut bulut gözlerimde çakıyor şimşekler...
Gurbetten gurbete savrulan insanların iç acısını duyuyorum içimde her sonbahar gelince... İçimden kopan her duygu kırıntısı yüreğime batıyor...
Yapraklar gibiyim ben de ey hayat, her sonbaharın gelişiyle beraber bende sonbaharı yaşıyorum, sonunda ilkbaharın müjdesi olsa da... İlkbaharda çayırlar yeniden yeşillenip, ağaçlar filiz sürse de, çiçekler yeniden süslese de dağları, kırları, ovaları. Ben hep güzdeyim...
..