SARI ŞİİRLERİ

SARI ŞİİRLERİ

Ertürk Demirci

Aynı köyde hep beraber büyüdük
Gül yüzüne doyamadım sarı kız.
Bal idi kaymaktı tatlı dillerin
Sözlerine doyamadım sarı kız.

Çayır biçer, ot toplardık seninle
Terleyince su verirdin elinle
..

Devamını Oku
Ali Ağdaş Ağayab

Cilvelenip ne garşımda durursan
Anam sana gurban ay sarı köynek
Meleksen çıkıpsan cennet bağına
Heçkes olmaz sene tay sarı köynek

Doymag olmur işvesinden nazınnan
Bere keklih kimi hoş avazından
..

Devamını Oku
Kenan Bilgac

Muzaffer Sarısözen

Kültüre hizmette öncü bir isim,
Diller unutmuyor sarı Sözen i.
Bağlamam elimde cansızdır cisim,
Teller unutmuyor sarı Sözen i.

..

Devamını Oku
Bahattin Tonbul

Beni ben bilirdin öylede sevdin
Senin yokluğunda, sen acı verdin
Unutma ölenecek erkeğim derdin
Sarı gelin bu alemde aldanmaz
Kara mehmet sarı gelinsiz yanmaz

Beni sen bilirdin,öyle överdin
..

Devamını Oku
Perinur Olgun

İnce kızım, sarı kızım, tatlı kızım.
Sırmalım sana nasıl kıyarım.
Tavşanım, kekliğim, Pınarım
Arada sırada kendime kızarım.
Benim kızım gül mü? Sümbül! .

Kıvır kıvır sarı saçları,
..

Devamını Oku
Mevlüt Bicik

Senelerden 1940 günlerden Kadir gecesi
Nur topu gibi bir kız geldi dünyaya
Gelin’de H.mehmedin oğlu Hasanın zevcesi
Çocuğ’unu görünce daldı hülyaya

Çocuğunun adını KADRIYE koymuştu
Babası ise Ístanbulda Asker olmuştu
..

Devamını Oku
Hamdi Oruç

Hayalimden silinmiyor yüzü
Öldürüyor beni her gün bir kadın
Ayrılığı hüzün

Güldür gönlümde o kadın
Bir gül
Kırk yıl oldu
..

Devamını Oku
Zeki Çelik

Yirmi dört saatim buna odaklı,
İki değilim ben on dört kulaklı,
Okumak istiyor bazı meraklı,
Sarı basın kartlı gazeteciyim.

Savaşın, barışın içindeyim ben,
Tarikat, siyaset dışındayım ben,
..

Devamını Oku
Hülya Endoğan

Sarı dar koridorda ilerledim,
İlk önce yavaş yavaş,
Sonra ise hızlı,
Güneşi yanımda hissettim o an,
Sarı rengin bana verdiği duyguyla,
Öyle derinden yaşadım ki o duyguyu,
Anlatılmaz arkadaşlık kurdum sarı rengin duygusuyla,
..

Devamını Oku
Aytaç Korkusuz

Sarı sarı odalar birbirini kovalar
Herkes birbirine karışmayı isterken
Hayat tek renkten ibaret..
..

Devamını Oku
İshak Pekgöz

Mevsimlerden sonbahar yaşamakta Gündüzün kısa gecen uzamakta Kimi ilk kimisi son basamakta Rengin sarı benzin soluk hazanım Yeşil yapraklar üzerinde yarı Kızıl koyu kahveye dönmüş sarı Yağmur okşarken hatırlatır karı Rengin sarı benzin soluk hazanım Kimine ayrılık kimine veda Belki de başlayan yeni bir sevda Ya acılar ya da bin derde deva Rengin sarı benzin soluk hazanım Bir yanın yaz mevsimi bir yanın kış Nedendir bu böyle arada kalış Bende alıştım artık sende alış Rengin sarı benzin soluk hazanım Uykuların bahar ve yaz düşünde Soğuk kış geliyor senin peşinde Bir telaştır herkes kendi işinde Rengin sarı benzin soluk hazanım Güzel yüzünde damlalar raks eder Fısıldayan aşk sözleri akseder Ozanlar şairler senden bahseder Rengin sarı benzin soluk hazanım İshak PEKGÖZ
..

Devamını Oku
Muharrem Abut

Kum sarı,
Kumsal sarı,
Deniz mavi,
Gölgem siyah(tı) ...
..

Devamını Oku
Necati Karaman

Nar Kırmızı Ayva Sarı Yaktı Gönül Ahuzarı
Vesveseyle Olma Zarı Alma Mazlum İntizarı
Nar Her Zaman Kızarırmı Ayvalar Sarı Olurmu
Gönül Teşvişe Düşmüşse İdrak Eyleyemez Gümanı
..

Devamını Oku
İsmail Çiftci

Dostlar meclisine vardım oturdum
Ah ulan ah dedi sarı baş emmi
Cümle dostlarından selam getirdim
Ah ulan ah dedi sarı baş emmi

Biraz sendeledi sigara yaktı
Gözleri hüzünlü baktıkça baktı
..

Devamını Oku
Osman Hayta

Çayırlara dizilmişler.
Beyaz sarı papatyalar.
Gelin gibi, süzülmüşler.
Beyaz sarı papatyalar.

Yaylaların yollarında.
Bayırların kollarında.
..

Devamını Oku
Ozan Nuri Ceyhan

Muhteşem başarı mutluluk verdi bize
Hasret bitti, Avrupa’yı getirdin dize
Sevinç gözyaşlarımız helâl olsun size
…Sen büyüksün, yüz akımız sarı kırmızım.

Formada elli beş milyon akan teri var
Gururluyuz, ne kadar sevinsek yeri var
..

Devamını Oku
Aydın Yurtsever

SARI VE SICAK

çöl sarı
çölde kumlar sarı
aylardan Temmuz
çocuklar öldürülür koynunda
Temmuz daha da sarı
..

Devamını Oku
Sinan Karakaş

Anılarım albümlerde, çok derin izler bıraktı,
Sayfa sayfa baktığımda, gözlerimden yaşlar aktı,
Telafisi mümkün değil, yaralar kabuk tutmuyor,
Yaşananlar yüreğimi, ateşten de fazla yaktı.

Sayfalarım sarı sarı, ya düştü ya da düşecek,
Mezarcılar da mezarı, daha da derin deşecek.
..

Devamını Oku
Hasreti

Erişti nev-bahar açıldı güller
Eyle şimden geri zar sarı bülbül
Bağrıma kar etti ol şirin diller
Yaktı ciğerimi nar sarı bülbül

Niçün ah çekersin bu çesmim seldir
Nutk eyle halini gel bana bildir
..

Devamını Oku
Aylin Ayla Selçukoğlu

2001 yıllardan ve aylardan 19’u Nisan’ın…
Ateşten bir gömlek giydiğim,en zor zamanlarım.İlk gençlik yıllarım,ilk görev yerimde,ikinci yılım.Mesnetim dediğim,öte yarım bellediğim tek yumurta ikizim yanıbaşımda,hatta aynı okulda,aynı görevi beraber idame ettirmekteyiz sonsuz bir iştiyakle.Sanki 16 yaşımıza kadar dip dibeliğimiz yetmiyormuşcasına,hayatı ve tüm zamanları paylaşmaya devam ettiğimiz bir zaman dilimi,22. yaşım!
Bacımla nefesimiz kesilene dek karın ağrılarına kalacak kadar gülüşe konuşa yorgun, bitap ve hatta “Allah sonumuzu hayır getire,sabahımız inşallah aydınlık ola” diyerek uykuya daldığımız bir karanlık gecenin güya aydınlık sabahı…
Yatılı İlköğretim Bölge Okulunda, öğretmenlik ve ayrıca belletmenlik yapmaktayım.Nöbeti devraldığım günün ilk saatleri. Görev yerim de okulun uçsuz bucaksız bahçesi.Öğrencilerimin arasında kaybolmuş ve gözükmemekteyim.Ebatım buna müsaade etmemekte,öğrencilerim ise askerden celp gelmiş ama tecil ettirenlerden…Okulumuza yeni basketbol potalarımız gelmiş,teslim almışım ve boyatmaktayım. Daha doğrusu çocuklarım potanın etrafında boyamada ferah renklere,ben de onlara bir gayret moral vermekteyim. “Yavru aslanlarım”,“Benim çocuklarım bir başka”,”Size layık olanı kendi ellerinizle bezeyin,emek te sizin ürün de” vs. Öyle ki çok kısa bir sürede potamız yerine de kaynatıldı,çocuklarım bin bir hevesle oynamaya da başladılar kazana kaybede.Vazifem gereği zil çalınca çocuklarımı derse aldım ve bahçemiz boşaldı.Ben de dersimin başındayım. Sınıf kapımız çalındı,gelen 2.kat nöbetçi öğrencimiz.(İdari kattı ya 2.kat) Biraz endişelendim sanki,acele müdür yardımcısı odasına çağırılınca.Hem bir gece öncesini düşünüp başladım duaya.Hayır olsun diyerek ağır ağır ilerledim kafamı bir sağa bir sola manidar sallayarak.Soramadım bile “Neden? ” diye,o kadar hayrete düşmüşüm.Tabi korkunun ecele faydası yok düşüncesiyle,gidip merakımı gidermeliydim.
Minik çekik gözlerim olmuş koca üzüm tanesi.Çaldım kapıyı ve girdim içeri yarım ve isteksiz bir tebessümle.Selam aldım ama hislerimde yanılmadığımı da anladım.Derken imza karşılığında bir sarı renkli zarf tutuşturuldu elime.Ben o vakte kadar şükür ki hiç düşünüp te hak etmedim aklıma geleni diye bir aralık sevinivermişim,”Meğer boş yere huzurumu kaçırmışım,belli ki bir arkadaşımdan renkli zarfta mektup geldi.” sanarak.Ben beklenmedik bir sevinçle boş bulunup alkış çalınca müdür yardımcımız da ne diyeceğini bilemedi.Nitekim,benim mutluluğum da kısa sürdü.Açtım zarfı bir hışımla.Ne göreyim? Görev İhmalimden bahsediyordu,nöbetimin başında değilmişim de öğretmenler odasının en derin sohbetlerinde çay ve sigara keyfi yapmaktaymışım.Ben,kendimi bilmesem,inanacağım.Nasıl zarfı alarak okul müdürümüzün odasına hesap sormaya gittim.Hatırlamak dahi istemiyorum.Öfke ile kapıyı açar açmaz elimdekileri fırlatıvermişim okul müdürümüzün masasına.O an gözümden kaymış hayat ve ben de dahil herkes,her şey…Başlamışım ağlayarak hesap sormaya ki hıçkırıktan soluğum kesilmiş hak etmediğim,ağrılığından ezildiğim ithamla.Gürültümüze müdür baş yardımcımız yetişti tabi ve hemen yatıştırmaya yeltendi,benim ardına dek açtığım kapıyı kapadıktan hemen sonra.Bir de nöbetçi öğrenciden su rica edildi tabi,yine benim için.Oturtamadılar beni ya koltuğa,sakinleşmem için,en sonunda kahkahalarımla kırmış geçirmişim ortalığı.Okul müdürüm,odasına giderken,öğretmenler odasında benim tek yumurta ikizimi görmüş meğer.Uzun uzun da bakmış hani,ben miyim değil miyim diye.Saç,boy,kilo,yüz her şey aynı.Diğer nöbetçi arkadaşımızı da öğretmenler odasında görünce peşin peşin hüküm vermiş,hazırlatmış hepimize birer sarı renkli zarf.E tabi ben de bahçede kocaman öğrencilerimin arasında göze gözükmezken imza karşılığında almış oldum ilk sarı zarfımı…Allahtan ki şahidimizmiş Eş-Şehid (c.c) ,Er-Râfi(c.c) ,El-Mütekebbir(c.c) ,Rahman ve Rahim olan rabbimden sonra Müdür baş yardımcımız,”Öğretmenler odasında biz Leyla Hanım’la sohbet etmekteydik,Ayla Hanım da potalar boyanırken başındaydı,görmediniz mi? ” deyince okul müdürümüze,hepimiz kopmuşuz adeta ve buruk bir sevinç yayılmış hepimizin çehresine,ala utançla karışık.Tabi hemen ayıbımızı örtelim diye davrandım okul müdürümün eline.Öpeceğim illaki,katiyen mümkünatı yok.Okul müdürüm de büyük gafını nasıl affettirecek onun hesabında.Şimdi sarı zarfı da vermiş bulundu hani tek yumurta ikizimi ben sanarak,bana.Karşılıklı helalleşip kavilleşerek tatlı bir anının sessiz (Aslında çok sesli olmuştu bir araya gelişimiz ama,şükür ki kimsenin hakkı kimsede kalmadı.Halen okul müdürümle sıcacık bir diyalogla görüşmekteyim.) kahramanlarını oynadık işte öylesi bir günde. Ne ben unuttum o anı,ne de diğer yaşayan,yaşatanlar.O gün bu gündür,yine de bizzat kişinin kendi ağzından dinlemeden kesin yargıya varmam,yaşadıklarımı yaşatmamak adına! Her bir araya gelişimizde ikizimle, şakalaşırız.”Ahhhh sen var ya,senin yüzünden,neyseeee”diyerek başlar ve bitiririm konuşmayı.Dedim ya neyseeeeee.Şükür bu günlerimize.Akıttığım göz yaşlarım yanıma kâr kaldı sadece.Hepsi dünün bir parçası,dünümden bir hediye……..


..

Devamını Oku